Tepebaşı Belediyesi’nin ev sahipliğinde Eskişehir’de bir otelde gerçekleştirilen panelde konuşan Cemil Tugay, kentlerin geleceğini tehdit eden temel sorunların başında iklim değişikliği, su kaynaklarının tükenmesi ve gıda krizinin geldiğini söyledi. Eskişehir’in örnek bir şehir olarak bu panelin ev sahipliğini üstlenmesinin ayrıca anlamlı olduğunu belirten Tugay, “Bu şehir, gerçekleştirdiği dönüşümle Türkiye’ye ilham veren nadir kentlerden biridir” dedi.
“Sağlıklı Kentler Birliği artık politika üretmeli”
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin başkanı olarak konuşan Tugay, birliklerin sadece dayanışma değil, politika üretme sorumluluğunu da üstlenmesi gerektiğini vurguladı. “Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar, klasik yöntemlerle çözülebilecek düzeyin çok ötesinde. Birlik olarak çözüm önerileri sunmalı, strateji belirlemeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Su krizi en büyük tehditlerden biri”
Türkiye’nin ciddi bir su fakirliği ile karşı karşıya olduğunu belirten Tugay, Ekim ayında İzmir’de su yönetimi temalı yeni bir toplantı yapacaklarını açıkladı. Tugay, “Dünyada nüfusun büyük bölümü artık kentlerde yaşıyor. Bu nedenle şehirlerdeki yaşamın güvenli ve sağlıklı olması için su, enerji ve gıda gibi temel kaynaklara yönelik politikaları konuşmak zorundayız” dedi.
“Gıda güvencesi dört ana başlıkta ele alınmalı”
Gıda güvenliğinin ötesinde artık gıda güvencesi kavramının tartışılması gerektiğini belirten Tugay, bu kavramın dört temel başlığa dayandığını söyledi: Gıdanın her zaman mevcut olması, erişilebilir olması, tedarik zincirinin istikrarı ve bireyin bu gıdadan faydalanabilir olması.
Tugay, “735 milyon insan bugün ciddi gıda tehdidi altında. 193 milyon kişi acil yardıma ihtiyaç duyuyor. Gıda yoksunluğu sadece açlık değil; sağlık, eğitim ve sosyal refah gibi tüm alanları etkileyen bir krize dönüşüyor” dedi.
“Gıda israfı yüzde 55’e ulaşıyor”
Türkiye’de gıda israf oranının %55 seviyelerine ulaştığını belirten Tugay, üretimden tüketime kadar olan süreçte büyük kayıpların yaşandığını vurguladı. “Bu israf, açlıkla mücadele eden toplumlar açısından büyük bir trajedidir. Ürettiğimizi koruyamıyorsak, daha fazlasını üretmek de çözüm değildir” diye konuştu.

“İklim krizi tarımı ve gıdayı tehdit ediyor”
İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Tugay, “Sıcaklık artışları, kuraklık, don olayları ve aşırı hava koşulları, meyve-sebze üretiminde büyük kayıplara yol açıyor. Bu yıl don olayları sebebiyle meyve fiyatları rekor seviyelere ulaştı. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir krizdir” ifadelerini kullandı.
“Yangınlar sadece alan değil, umut da yakıyor”
Haziran ayında Türkiye’de 1.593 yangın vakası yaşandığını, bunların büyük kısmının tarım arazilerini de kapsadığını ifade eden Tugay, “Yalnızca İzmir’de 26 bin dönüm alan yandı. Bu yangınlar sadece ormanı değil; gıdayı, geçimi, sağlığı ve umudu da yakıyor” dedi.
Konuşmasında iklim kriziyle birlikte artan sivrisinek popülasyonu, denizlerdeki balık türlerinin değişimi ve müsilaj gibi çevresel felaketlere de değinen Tugay, “Dünyanın dört bir yanında yaşanan bu sorunlar artık şehirlerimizin ve halk sağlığımızın merkezine oturdu. Bu sorunları göz ardı edemeyiz” diyerek sözlerini tamamladı.