“Bazı kelimelerin anlamsızlığı bana kapılar açtı”
Kitabın yazım sürecine dair konuşan Cem Aksu, fikrin uzun yıllara dayanan gözlemlerinden doğduğunu söyledi. Aksu, “Ben şarkıları hep incelerdim. Bazı kelimelerin ve o kelimelerin doğduğu cümlelerin anlamsızlığı bana garip gelirdi. Bu ilgim zamanla derinleşti. İnceledikçe farklı hikayeler ve kapılar açıldı. O hikayeler de sonuç odaklı bir kitap yazmama vesile oldu” dedi.
“Türk toplumu duygularını melodilerle anlatıyor”
Aksu, Türk toplumunun müziğe yansıyan yönlerinin oldukça güçlü olduğunu belirterek, “Türk toplumundaki aşk, özlem, sabır, sıkıntı ve ölüm kavramlarını hep şarkılarda gördüm. Bizim toplumumuzda duygu çok öne çıkıyor. Bu duygular da melodilere büyük bir derinlik kazandırıyor” ifadelerini kullandı.
Şarkıların bir toplumun tarihini anlamak için önemli bir kaynak olduğuna da değinen Aksu, “Mimari ya da resim gibi sanat dalları kadar şarkılar da dönemin sosyolojik yapısını anlatır. Melodiler, bir dönemin ruhunu en doğal haliyle bize aktarır” dedi.

“Misket türküsü beni en çok etkileyen eser oldu”
Kitapta yer alan en dikkat çekici eser sorusuna Aksu, “Hepsi kendi içinde özel ama beni en çok etkileyen eser ‘Misket’ türküsüdür” yanıtını verdi.
Türkünün hikayesini anlatan Aksu, “Misket türküsü, aşkın maddi güce galip geldiğini gösteren bir eserdir. Köyün delikanlısı ile ağanın göz koyduğu genç bir kızın hikayesidir bu. Sevginin, zenginliğe karşı kazandığı bir mücadeleyi anlatır. Bu yüzden beni çok etkilemiştir” diye konuştu.
“Her çağ kendi sanatını ve sanatçısını doğurur”
Türk müziğinde dönemsel değişimlere değinen Cem Aksu, “Her çağ kendi sanatını ve sanatçısını doğurur. Yüzyıl önce sanat müziği ve halk müziği çok güçlüydü. Zamanla arabesk, sonra rap gibi türler öne çıktı. Ancak hiçbir müzik türü, klasik Türk musikisinin ve halk müziğinin önüne geçemez, geçmemelidir” dedi.
Rap müziğin yükselişini de değerlendiren Aksu, “Rap, toplumsal dönüşümün bir sonucudur. Gençlerin içinde bulunduğu kültürel atmosfer bu müziği doğurdu. Ancak bu türlerin ömrü kısa olur. Saman alevi gibi parlar, sonra söner gider” ifadelerini kullandı.
“Her toplum kendi müziğinde kendini bulur”
Toplumların bazı şarkılarda kendini bulmasının nedenini sosyolojik bir perspektifle değerlendiren Aksu, “Bir şarkının kelimeleri, melodik yapısı o toplumun kültürünü anlatır. Türkiye’de her bölgenin müziği farklıdır çünkü yaşam biçimi, coğrafya ve gelenekler müziğe yansır. Ege’nin, Karadeniz’in, Doğu’nun müziği hep kendi kültürünün aynasıdır” şeklinde konuştu.
“Okurlar doğru bilgiye aç”
Kitabına gösterilen ilgiden memnuniyetini dile getiren Cem Aksu, “Okurlar kitabı büyük bir merakla karşıladı. Çoğu kişi bana ‘Bu hikaye böyle miymiş?’ diye döndü. Ben bu kitabı doğrulamak için yazdım. Kaynaklara dayalı, doğru bilgileri doğru insanlara ulaştırmak istedim. Okuyucu artık doğru bilgiyi arıyor ve bu kitap onlara bunu sunuyor” dedi.

“Maziden Ati’ye üç serilik bir proje”
Cem Aksu, Maziden Ati’ye serisi “Kimlikli Şarkılar” kitabının yalnızca başlangıç olduğunu belirterek, “Bu proje üç kitaplık bir seri olacak. Şu anda 40-45 hikayenin daha analizi tamamlandı. İkinci ve üçüncü kitap sırayla yayımlanacak” ifadelerini kullandı.
Cem Aksu’nun “Kimlikli Şarkılar” adlı kitabı, Türk müziği üzerinden kültürel değişimin izini sürerken, okuyuculara hem müziğin duygusal yönünü hem de sosyolojik derinliğini sunuyor.
Sanatın, tarihin ve toplumun iç içe geçtiği bu eserde Aksu, melodilerin ardındaki insan hikayelerini bir kez daha hatırlatıyor.