Eski Saatçiler Odası Başkanı Ayhan Oskaylar, saatçilik mesleğinin günümüzde zorluklarla karşılaştığını ve gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini belirtti.
Oskaylar, saatçilik mesleğinin geçirdiği dönüşümü ve karşılaştığı sorunları şu sözlerle anlattı: “Bu mesleği yaptığımızdan beri birçok değişim gördük. Saatçilik babamın mesleğiydi. Ben de saatçi olarak işe başladığımda, saatçilik daha popüler ve saygın bir meslekti. 1996 yılında Saatçiler Odası Başkanı olduğumda, Eskişehir’in 500 bin olan nüfusunda 38 saat ustamız vardı. Bugün nüfus bir milyona yaklaştı ama aktif saatçi sayısı 10-12’yi geçmiyor.”
“Gençler Mesleğe İlgi Göstermiyor”
Genç neslin saatçiliğe yönelmemesinden yakınan Oskaylar, şunları söyledi:
“Eskişehir’de tamirle uğraşan saatçiler çok azaldı. Gençler bu mesleğe ilgi duymuyor; herkes doktor, mühendis, avukat olmak istiyor. Oysa bu mesleğe usta yetiştirmek çok önemli. 1996’da başkanlığa seçildikten sonra saatçilikle ilgili birçok girişimde bulunduk. O dönem seyyar satıcıların sayısı çok fazlaydı ve bunların önüne geçmek için uğraştık. Herkesin kendi işini yapmasını savunduk. Kasap etini, manav meyvesini satsın; saat de saatçi dükkanında satılsın istedik.”
Saatçilik eğitimine de değinen Oskaylar, “O dönem çeşitli çalışmalar yürüttük ancak bu çalışmalar ancak 2019’da sonuç verdi ve Bursa’da saatçilik okulu açıldı. Ancak bu işin meyvesini toplamak zaman alacaktı. Usta yetiştirmek zorlaşıyor çünkü genç nesil bu mesleğe sıcak bakmıyor” dedi.
“El Emeğine Dayalı Meslekler Yok Oluyor”
Saatçilik mesleğinin yanı sıra terzilik, ayakkabı tamirciliği ve yorgancılık gibi el emeğine dayalı mesleklerin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Oskaylar, Avrupa’da bile bu tür mesleklerde usta sıkıntısı yaşandığını belirtti.
“İsviçre’den bile bir fabrikadan iş teklifi aldım ama burayı bırakıp gidemem. 1972’den beri buradayız ve geniş bir müşteri portföyümüz oluştu. Şehir dışından bile saat tamiri için gelenler var.”
“Vergi Yükü Bizleri Zor Duruma Sokuyor”
Oskaylar, saatçilik mesleğini tehdit eden en büyük sorunlardan birinin yüksek vergi yükü olduğunu vurguladı:
“Tamir işlerinde yüzde 20 katma değer vergisi uygulanıyor. Örneğin, bin TL’lik bir tamirde 200 TL’sini vergi olarak ödüyoruz, üstüne gelir vergisi de ekleniyor. Bu da işleri daha da zorlaştırıyor. Daha önce Bakanlıkla bu konuda çalışmalar yaptık ve dosyalar sunduk. Devlet bu meslekleri vergi yüküyle baskıladıkça bizim gibi ustalar azalıyor. Oysa biz saat tamir ederek dışarıya döviz gitmesini önlüyoruz ve ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz.”
“Dijital ve Akıllı Saatler Hayatı Değiştiriyor”
Dijital ve akıllı saatlerin yaygınlaşmasıyla mesleklerinin nasıl etkilendiğini de anlatan Oskaylar, şunları kaydetti:
“Eskiden saat insanlar için bir ihtiyaçtı şimdi insanlar artık zevk için saat alıyor. Eskiden bir tane saat yeterken, şimdi kıyafete uygun olarak 7-8 saat birden kullanıyorlar. Çağa bir noktada ayak uydurmak da gerekiyor ancak akıllı saatlerin bazı olumsuz yanları var. Örneğin, bir arkadaşım akıllı saatinin uyarısıyla doktora gitti ama hiçbir sağlık sorunu olmadığını öğrendi. Bu cihazlar bazen gereksiz strese neden olabiliyor.”
“Tüketim Çılgınlığı Mesleği Şekillendiriyor”
Saat sektöründeki tüketim alışkanlıklarına da değinen Oskaylar, “Türkiye’de şu anda 867 saat markası var ve her gün yeni markalar çıkıyor. Tüketim çılgınlığına da gidiyoruz. 20-25 saati olan müşterilerim var ve hala yeni saat almak istiyor.. Ancak ileride daha azla yetinme dönemine gireceğiz. Tüketim çılgınlığı birçok alanda yavaşlayabilir” dedi.