Baek Sehee Kimdir?
Modern Güney Kore edebiyatının en etkileyici isimlerinden Baek Sehee, 1990 yılında Goyang, Gyeonggi’de dünyaya geldi. Üç kız kardeşin ortancası olarak büyüyen Baek, küçük yaşlardan itibaren edebiyat ve yazıya ilgi duydu. Üniversitede yaratıcı yazarlık eğitimi aldıktan sonra, bir süre yayınevinde sosyal medya direktörü olarak çalıştı.
Nazik, içe dönük ve derin duygulara sahip bir karakter olan Baek, ailesinin de desteğiyle genç yaşta yazıya yöneldi. Kız kardeşi Baek Da Hee ile yakın bir bağ kuran yazar, çocukluğunu “sessiz ama anlamlı bir gözlem dönemi” olarak tanımlıyordu.
Kariyeri: Terapi Odasından Dünya Edebiyatına
Yayınevi kariyeri sürerken distimi (kronik depresyon) teşhisi konulan Baek, yaklaşık 10 yıl boyunca düzenli terapi seansları aldı. Bu görüşmelerin notlarını blogunda paylaşmasıyla büyük bir okur kitlesine ulaştı.
2018’de yayımladığı ilk kitabı “Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum”, terapist diyaloglarıyla örülü bir içsel yolculuktu. Samimiyeti ve yalın diliyle kısa sürede kült statüsüne ulaştı. Baek, yazmayı “kendimi dışarıdan izleyip anlamanın tek yolu” olarak tanımladı.
“Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum”: Depresyonun Sessiz Tanıklığı
Baek Sehee’nin ilk kitabı, Güney Kore’de 600 binden fazla, dünya genelinde ise 1 milyondan fazla kopya sattı. Kitap 25’ten fazla dile çevrildi ve özellikle BTS üyesi RM’in tavsiyesi sonrasında küresel çapta tanındı.
Eser, depresyonu romantikleştirmeden, sade ama içten bir şekilde anlatmasıyla öne çıktı. Kitaptaki “tteokbokki” (pirinç keki) metaforu, yaşama arzusunun küçük zevklerle yeniden inşa edilebileceği fikrini temsil etti.
Devam Kitapları ve Diğer Eserleri
Baek, ilk kitabının başarısının ardından üretkenliğini sürdürdü. İşte öne çıkan eserleri:
Ölmek İstiyorum Ama Hâlâ Tteokbokki Yemek İstiyorum (2019) – İlk kitabın devamı niteliğinde.
No One Will Ever Love You as Much as I Do (2021) – Aşk ve yalnızlık üzerine denemeler.
I Want to Write, I Don’t Want to Write (2022) – Yazarlık kaygılarını içeren kişisel bir manifesto.
A Will from Barcelona (2025) – Kısa öykü derlemesi, ölümünden kısa süre önce yayımlandı.
Bu kitaplarla Baek Sehee, Güney Kore’de ruhsal sağlık üzerine konuşmayı normalleştiren öncü bir ses haline geldi.
Baek Sehee Neden Öldü?
Baek Sehee, 17 Ekim 2025’te Ulusal Sağlık Sigortası Ilsan Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşerek 35 yaşında hayatını kaybetti. Ölüm nedeni resmî olarak açıklanmadı. Uzun yıllar depresyonla mücadelesi bilinse de, ailesi ve yayınevi özel hayatına dair spekülasyon yapılmamasını istedi.
Yazarın beyin ölümünün ardından ailesinin kararıyla organları bağışlandı. Kore Organ Bağışı Ajansı, Baek’in kalp, akciğer, karaciğer ve böbreklerinin beş kişinin hayatını kurtardığını açıkladı.
Kız kardeşi Baek Da Hee, “Ablam nefret etmeyi bilmezdi, hep umut yaymak isterdi” sözleriyle onu andı. Çevirmeni Anton Hur ise, “Organları beş hayat kurtardı, kitapları milyonlarca kalbi” diyerek duygularını paylaştı.
Baek Sehee’nin Edebiyattaki Önemi
Baek Sehee, depresyonun tabu olmaktan çıkması için kalemiyle mücadele etti. Kitapları, özellikle genç kuşak için “terapiye gidemeyenlerin terapi defteri” haline geldi.
Eserleri;
Toplumsal baskı ve yalnızlık duygusunu ele alır,
Ruhsal hastalıkları utanmadan anlatır,
Kadınların iç dünyasına dürüst bir bakış sunar.
Bu yönüyle Baek, Güney Kore’de ruh sağlığı farkındalığının artmasında edebiyat aracılığıyla etkili olmuş ender yazarlardandır.
Dünya Çapında Etkisi
Baek’in eserleri sadece Kore’de değil, dünya genelinde de yankı buldu. Özellikle Instagram kuşağı ve Z jenerasyonu arasında “sessiz dayanışma sembolü” haline geldi.
Okurlar, “Her cümlesiyle kendimi anladım” yorumlarıyla kitaplarını sosyal medyada paylaştı.
Baek Sehee Hakkında Kısa Bilgiler
Doğum: 1990, Goyang (Gyeonggi), Güney Kore
Ölüm: 17 Ekim 2025, 35 yaşında
Eğitim: Yaratıcı Yazarlık
Meslek: Yazar, editör
En Bilinen Eseri: Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum
Dil: Korece (25+ dile çevrildi)
Bağış: Organlarıyla 5 kişiye hayat verdi
Baek Sehee’nin Mirası: Umutla Yazılmış Bir Veda
Baek Sehee’nin ardından geriye yalnızca kitapları değil, bir dayanışma kültürü kaldı. Onun kalemi, depresyonun “karanlık” değil, “anlaşılması gereken bir duygu” olduğunu anlattı.
Bugün Baek’in eserleri, hem edebiyat öğrencilerince inceleniyor hem de psikoloji derslerinde örnek vaka olarak okutuluyor. Sessiz sesiyle bir nesle cesaret veren Baek Sehee, artık milyonların kalbinde yaşamaya devam ediyor.