SORUN SENDE DEĞİL “MANİPÜLATÖRDE”

YAYINLAMA:

Bu haftanın konusuna başlamadan önce geçen yazdığım yazıdan bahsetmek istiyorum. Koca şehirde kimse ben miyim demedi de bir Gamzeli kız zır zır aradı. “Beni mi yazdın neden böyle yapıyorsun vs.” diye. Yahu bir gülme geldi.

Herhangi kurum kuruluş adı yok, herhangi birinin isim soy ismi yok..

 İnsan biraz politik olur değil mi? Şahsen biri beni isim soy isimle bile hedef gösterse niye yazdın demem. Kız resmen arkamızdan iş çevirmiş ki 2 gün boyunca sürekli beni arayıp sevgilimden çok mesaj attı inanır mısınız. Bir de demez mi üstüne “ben arkadaşımı patrona ispiyonlamıştım da bu yüzden beni yazdın sandım.” 

Eh be kızım!

Yalakalıkla bir yere varılamayacağını öğrenememiş belli ki..

Bu vesileyle de tabi iş kapısı açan, işinin olması için uğraşan bu iki kadına da ihanet ettiğini kendi ağzıyla söylemesi muazzam oldu. 

Ben günümüzde gerçekten iş becerisiyle bir yerlere gelen kadınların haklarının başka hünerler gösterip seviye atlamasına karşıyım sadece. Biraz böyle hak yiyen, yalanla dolanla iş çeviren, kuyu kazan kumaşı ucuzları kaleme almak istedim.

Ama tabi, ne demişler “Yarası olan gocunurmuş” 

Her neyse biz köşe yazımıza dönelim ..

 

Eskiden erkeklerin klasik bir kaçış cümlesi vardı hatırlarsanız

“Sorun sende değil, bende…”

Aslında bunun bile bir asalet tarafı vardı. Hatalarını kabul edemeseler de en azından topu kendi sahalarında tutuyorlardı.

Ama şimdiki erkekler?

Onlar bambaşka bir evrim geçirdi. Artık sorun tamamen bizdeymiş hanımlar!

Kadını “takıntılı”, “paranoyak” ya da “fazla duygusal” gösterip, kendi hatalarını öyle ustaca saklıyorlar ki sonunda dönüp aynaya bakan kadın bile “Acaba sorun gerçekten bende mi?” diye düşünmeye başlıyor. İşte tam da bu noktada, manipülasyon sanatı devreye giriyor.

Geçen hafta canlı canlı şahit oldum. Bir arkadaşım, böyle bir manipülatörün ağına düşmüştü. Mesaj trafiğini ben yönettim, çünkü o duygu yoğunluğundan sağlıklı düşünemiyordu. Erkek öyle bir kurgu yapıyordu ki, sanki tüm hata arkadaşımdaymış gibi… Hatta bir ara arkadaşımdan bile şüphe ettim. “Acaba bana mı yalan söylüyor bu kız?” dedim. O kadar güçlü bir illüzyon yaratıyorlar ki, insan kendi dostluğundan bile şüphe eder hale geliyor.

Ama işin ironisi şu, eğer adam şuan nefret ediyorsa, aslında nefret ettiği kişi benim. Haberi yok! Neyse, şaka bir yana, adam gerçekten on numara bir manipülatördü.

Ve ben düşündüm…

Biz kadınlar bu manipülasyonlara ne kadar sık maruz kalıyoruz? “Aklını mı yedin sen?” diye sorulduğunda gerçekten aklımızı kaybetmiş gibi hissediyoruz. Oysa kaybolan bizim aklımız değil, onların vicdanı.

Kişi neden manipüle eder? Aslında cevabı çok basit “güç.”

Manipülasyon, karşı tarafı kendi istediği çizgiye çekmenin en kestirme yolu. Bazı erkekler, hatalarıyla yüzleşmek yerine “ayna kırmak” yerine “ayna yamultmayı” tercih ediyor. Kendini sorgulamak yerine karşı tarafı suçlu çıkarıyor. Çünkü böylelikle hem egosu besleniyor hem de “haklı çıkma” illüzyonunun içine sığınıyor.

Peki, manipüle edildiğimizi nasıl anlayacağız değil mi? Asıl önemli olan bunu çözebilmek.

İşte burası biraz karışık. Çünkü manipülasyonun ustalığı da burada, fark ettirmeden ruhunuza sızmak.

Ama bazı kırmızı bayraklar var. “Yanlış yapmadığınız halde sürekli kendinizi suçlu hissetmek…

Ortada apaçık bir olay varken “öyle olmadı” denilip gerçeklerin çarpıtılması…

Kendi kararlarınızı, duygularınızı sorgulamaya başlamanız…”

Bu işaretlerden biri bile varsa, manipülasyonun sisli tünelinde yürüyorsunuz demektir.

Peki, bunu anladık diyelim, manipülatörün ağından nasıl çıkacağız, ne yapmak gerekecek?

 

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki manipülasyon bir tür görünmez şiddettir. Yaralarımız kanamaz, ama ruhumuz çok yorulur.

Böyle bir durumda direk mesafe koyun. Bazen en iyi cevap, cevap vermemektir.

Kendi gerçeğinize tutunun. Olayları yazın, hafızanızı netleştirin. Çünkü manipülatörler en çok belleğinizi bulandırır.

Destek alın. Güvendiğiniz insanlarla paylaşın, dışarıdan bir göz çoğu zaman sis perdesini dağıtır.

Ve en önemlisi “Hayır” demeyi öğrenin. Suçluluk hissetmeden, açıklama yapmadan. Çünkü manipülasyonu boşa çıkaran en güçlü cümle, çoğu zaman tek kelimedir. Hayır!

Unutmayın, manipülatörlerin en korktuğu şey; karşısındaki insanın uyanmasıdır. Bir kere farkına vardığınızda oyunları çöker.

Sevgili okurlarım;

Siz hiç böyle bir manipülasyona maruz kaldınız mı?

Bir erkeğin sözleriyle kendinizden şüphe ettiğiniz oldu mu?

Ve asıl soru, sorun gerçekten sizde miydi, yoksa usta bir manipülatörün kurduğu oyunda başrolü size mi verdiler?

Cevapları bekliyorum..

Sevgilerimle..

Emine..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *