“ASGARİ ÜCRETLİYE AŞK DA YOK”

Geçen gün sosyal medyada gezerken önüme bir video düştü. Bildiğiniz klasik ama her seferinde dikkat çeken o meşhur soru:
“Asgari ücretli biriyle evlenir misin?”
Soruyu soran adam, karşısındaki genç kadına yöneltiyor. Kadının cevabı net: “Asla.”
Adam şaşkın… Hemen karşı soruyu yapıştırıyor: “Asgari ücretlinin âşık olmaya hakkı yok mu?”
Kadın cevaplıyor: “Tabii ki var. Ama ben ilişkide dengeye inanırım.”
Yani demeye çalışıyor ki “Davul bile dengi dengine.”
Ve ben şimdi buradan, beni okuyan, düşünen, hisseden size soruyorum sevgili okurlarım,
Siz, asgari ücretli biriyle evlenir miydiniz?
Şimdi diyeceksiniz ki “Kalp bu, sever…”
Evet, sever ama…
Doğalgaz faturası duygularla ödenmiyor artık. Markette kasa sırası beklerken aşkınızın gözlerine değil, ürünlerin etiketine bakıyorsunuz. Aynı soruya farklı platformlarda denk geldim. Cevaplar genelde birbirine benziyor. Biri demiş ki: “Evlenmem, aşk karın doyurmuyor.”
Bir diğeri ise şöyle yorumlamış: “Ben de çalışırsam evet. Ama tek maaşla nereye kadar?”
İşte tam da burada konu, romantizmin pamuk şekerli tınısından çıkıp hayatın sert kayasına tosluyor gibi.
Çünkü aşk güzel şey ama kirayı birlikte ödeyemeyince, o aşkın içine kırgınlık, stres, tartışma giriyor.
E o zaman ne oluyor? İlişki artık bir sevgi paylaşımı değil, hayatta kalma ortaklığına dönüşüyor.
Ben kimsenin kalbinin maaş bordrosuna indirgenmesini savunmam ama şu soruyu da dürüstçe sormak gerekiyor “Bir adamın kalbinin güzelliği, cebinin boşluğunu telafi edebilir mi?”
Ya da daha net sorayım “Güzel kalpli ama borçlu bir adamla mutlu olunur mu?”
Şimdi gelin madalyonun öbür yüzüne bakalım…
Asgari ücretle geçinemiyoruz ya… Temel ihtiyaçların ancak bir kısmını karşılayabiliyoruz. Kira, fatura, market derken daha sevgiye sıra gelmeden moral ekside.
Ve sıra aşka geldiğinde… Maalesef asgari ücretliye aşk da yok artık. Evet, yanlış duymadınız.
Asgari ücretliye aşk da yok..
Asgari ücretli birinin temel ihtiyaçları harici almak isteyip alamadığı her şey gibi, aşkta listeye eklenmiş. Paran yoksa aşk da yok!
Vay asgari ücretlinin haline!
Çünkü geçim derdi herkesi germiş durumda.
Asgari ücret bugün hesaba geçiyor, ama on dakika sonra buhar oluyor. Bir de üstüne insanlara soruyorsunuz “Asgari ücretli birine âşık olur musunuz?”
E sormayın da kardeşim… İnsan daha maaşı hesabına geçmeden umutları eksi bakiyeye düşüyor.
Hani derler ya “Aşk her şeye değer…”
Eskiden bu cümle daha çok yankı bulurdu. Hatta büyüklerimiz bir de eklerdi “Yeter ki ağzımızın tadı olsun, ben soğan ekmek yer yine de otururum sevdiğimle.”
Ne tatlıydı değil mi bu sözler?
Ama şimdi dönüp bugüne bakınca, insan ister istemez düşünüyor. Bu devirde “gerekirse soğan ekmek yeriz” diyebilecek insanlar kaldı mı gerçekten?
Soğan var mı? Var. Ekmek de var. Ama birlikte oturacak masa kaldı mı? O masaya yoklukla, sabırla, aşkla oturacak iki yürek kaldı mı?
Şimdilerde herkes paralı hayallerin peşinde. Soğanla gelenin suratına bile bakılmıyor.
Çünkü hayat hızlı, istekler büyük, sabır ise neredeyse yok hükmünde.
Ben yine sorayım o zaman “Aşk karın doyurur mu?”
Yoksa aşk bile bu enflasyona karşı cebine mi bakmak zorunda artık?
Cevaplar sizde…
Yorumlarda bekliyorum canlarım.
Sevgilerimle..