Kim Bu Hakan?

Fala inanır mısınız bilmem. Ama ben bir dönem öyle derin yaşıyordum ki duygularımı; mutluluğum da, acım da zirvede dolaşırdı. Lise yılları…
Ah bu ergenlik!
Bir gün bir kız arkadaşım “hadi kalk falcıya gidelim” dedi. İçim kırık, gönlüm yaralı. Bir fincan kahvede çıkacak olandan medet umarak sürüklendim peşinden.
Geleceğe dair çok atan tutanlara asla inanmadım. “Nerden bilecek geleceği sıyırıyorlar” derim. Ama bazı falcılar var ki harbiden… Korkunç derecede detay biliyor. İşte o gün, öyle bir kadının karşısına oturdum.
Sıra bana geldi. Fincanımı aldı eline, birçok şeyi sanki benimle birlikte yaşamış gibi söyledi. Bu beni biraz ürkütmüştü tabi. Sonra gözümün içine baktı ve dedi ki:
“Senin kaderin şimdiki çocukla değil, o geçici biri. Bundan sonra tanışacaklarında olmayacak. Daha tanışmadın ama tanışacaksın iş hayatına atılınca. Sen başından bir evlilik geçmiş, çocuğu olmayan, kumral bir adamla evleneceksin. Adamın ikinci evliliği olacağın için seni el üstünde tutacak. Adı Hakan olacak. Evinizin kapı numarası 20. Sen erkek çocuk çok istiyorsun. Bir de oğlun olacak. 33-34 yaşında evlenirsin.”
İtiraf edeyim, hiç tatmin olmamıştım. “Of kadına bak sıyırdı resmen bu kısmı” dedim içimden..
Daha lise öğrencisiydim, 33 yaşındaki halimi düşünmek bile garipti. “Ben o zamana kadar bu söylediklerini çoktan unuturum” dedim kendi kendime. Ama nerden bileyim hafızama ömürlük kazıyacağımı..
Bir daha da o yıllarda fal macerasına atılmamıştım.
Yıllar geçti… Lise bitti, üniversite bitti, iş hayatı başladı. Ve evet, o güne kadar hayatıma hiç Hakan isimli biri girmedi. Tabi arada kızlarla bir araya gelince kendi çapımızda fincanları kapatır kuşları ağaçları yorumlarken, unuturum dediğim falı aslında hiç unutmadığımı fark ettim. Kadının sözleri resmen beynime işlemiş. Ama her hatırlayışımda da “Sıyırdı ya, hayatıma bir tane bile Hakan isimli biri girmedi” diye sitem edip gülüyordum.
Sonra evren sanki cevap verircesine bir Hakan gönderdi.
Evlenmiş, ayrılmış, çocuğu yok. Tıpkı o kadının söylediği gibi. Üstelik kumralda..
“Acaba mı?” dedim ne yalan söyleyeyim. Kadın yoksa doğru mu söylemişti?
Hakan’da 15 yıl önce daha bir masumdu tabi. Birlikte ilk yemeğe çıkışımızda hatta bana, “Daha önce kısa süreli bir evlilik yaşamış olmam senin için sorun olur mu?” diye sordu. Şuan evli çıkmadığı sürece ne gibi sıkıntı olabilirdi ki? Günümüzde evliler yalanda rekora koşarken onun bu masumiyeti ve samimiyeti içimi ısındırmıştı.
“Hayır” dedim.
Kimse boşanmak için evlenmiyor neticede. Ama işler yolunda gitmedi. Ama bu anlaşamamaktan değildi biliyor musunuz? Belki de benim toyluğumdandı. Ayrıca çok çalışıyordum. Hiç zamanım olmuyordu. Kalan zamanda da uyumak istiyordum.
Araya zaman girdi ama biz hiç bir zaman kötü ayrılmamıştık. Sanki araya sadece zaman sokmuştuk hepsi bu. Ama zaman zaman yardımına ihtiyacım olsa hemen koşar gelirdi, hala bir telefon uzağımızdaydık birbirimizin.
Ben öyle sık sevgili değiştiren biri değilim. Tanımaya çalıştığım, sohbet edip, bir iki yemek yediklerim asla sevgili kategorisinde olamazlar. Çapkınlık peşinde olduklarını çözdüklerim, boş sohbet edenleri hemen hızlıca uzaklaştırıyorum. Hatta itiraf edeyim, bazen ilişkiyi bir çift olabilmeyi unutuyorum.
“Bu kadar aşk yazısı yazıyorsun, senin nasıl ilişkin olmaz?” diyorsunuzdur belki…
Ama ben sadece doğru insanı seçmeye çalışıyorum. Seçmeye çalışırken ki analizlerim sayesinde ve çevremi iyi gözlemlememden kaynaklı yazabiliyorum.
Biriyle doğru bir şeyler yaşamak için tanıyabilmek gerek. Yani bu ilişki olayı tamamen bir frekans işi. İtiraf edeyim, bazen bir yemekten apar topar kaçtığımı bilirim. Belki olabilir dediğim isim olduğunda da zerre elektrik almadım şuana dek kimseden. Herkes o kadar sahte ki!
Aradan yine zaman geçti.
Sonra bir başka Hakan çıktı karşıma. Yine evlenmiş, ayrılmış, çocuğu yok.
Hayda… Al bir de buradan yak..
Yine kafamda deli sorular. “Yoksa o Hakan bu Hakan mı?” diye..
Hadi dedim, sohbet edeyim tanımaya çalışayım. Bu sözümden sonra en hızlı şekilde evren resmen beni tokatladı. “Keşke tanımasaydım” dedirtti önce. Hayatımda hiç kimseden ondan ettiğim nefreti etmedim sanırım.
Sonra bir şekilde düzeltti ve arkadaş kalabildik. Ama onu tanıyınca asla kaderimdeki insan olmadığını anlamıştım.
Yıl 2025..
Yaşım 32..
İlk Hakan nasibim olabilir miydi? Belki de.. Ama fala göre Hakan ile evliliğime 2 yıl kaldı. Nasibimdeyse şuan yüzüğü kapıp gelmesi gerekirdi.
Bu iki Hakan da değilse, peki benim nasibimdeki Hakan kim?
Fal insanın kaderini etkiler mi bilmiyorum ama fikirlerini etkilediği kesin.
Çünkü bugün biri gelse, “Merhaba ben Hakan” dese…
Yemin ederim elimin tersini yapıştırırım. Yeter be!
Psikolojim bozuldu falcı yüzünden.
Vallahi şu falcı kadını yeniden bir bulsam benim beynimi yaktığı için hesaplaşmak isterdim. Nerden gittim şu kadına!
Neyse sevgili okuyucularım,
Fala inanmayın ama falsız da kalmayın. Bana da çok bakmayın.
Bugün doğru insan Hakan’mış gibi görünür,
Yarın bakarsın başka bir isimle evleniveririm…
Sonra geçerim bir köşeye, yalancı falcılarında Hakan’larında kitabını yazarım.
Ama olurda şayet bir gün harbiden bir Hakan’la evlenirsem işte o zaman işler değişir. Sözlerimi yutar, çocuklarım bu köşe yazımı nesilden nesile aktarsın derim ne diyeyim..