Eskişehir’de hayırsever iş insanı Fethi Yılmaz Sezer’in katkılarıyla yapılan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi düzenlenen törenle açıldı. Açılışta konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, huzurevinin 203 kişilik kapasitesiyle şehre önemli bir sosyal hizmet yatırımı kazandırdığını ifade etti. Bakan Göktaş, “Bu kuruluşu şehrimize kazandıran hayırseverimiz Fethi Yılmaz Sezer’e teşekkür ediyorum. Bu vesileyle kıymetli büyüklerimize sevgi dolu bir yaşam alanı sunacak bu merkezin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “Sosyal devlet, bir medeniyet çağrısıdır” Konuşmasında sosyal devlet anlayışına vurgu yapan Göktaş, “Bizim medeniyetimiz insanı yalnız bırakmayan, ihtiyacı olana el uzatan bir anlayış üzerine kuruludur. Sosyal devlet, ‘İnsanı yaşat ki toplum yaşasın’ diyen bir hikmetin bugünkü karşılığıdır. Ve bu yüzden sosyal devlet sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir medeniyet çağrısıdır” ifadelerini kullandı. Yaşlılara yönelik hizmetler Bakan Göktaş, yaşlılara sunulan hizmetlere ilişkin de bilgi verdi. Ulusal Vefa Programı ile 81 ilde yaşlılara kendi evlerinde destek verildiğini, Eskişehir’de 57 personel ile 1.080 kişiye hizmet sunulduğunu aktaran Göktaş, Evde Bakım Yardımı kapsamında da sadece Eskişehir’de bu ay 3 bin 704 kişinin faydalandığını söyledi. Türkiye genelinde 464 kamu ve özel huzurevinde 29 bin 615 yaşlının yatılı bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlandığını kaydeden Göktaş, “İhtiyaç sahibi yaşlılarımızın tamamı bu hizmetten ücretsiz yararlanıyor. Eskişehir’de ise 10 huzurevimizde 595 yaşlımıza sıcak bir yuva sunuyoruz. Yeni açtığımız bu huzureviyle yatak kapasitemizi artırıyoruz” diye konuştu. “Tepebaşı’na da huzurevi yapılacak” Yeni açılan merkezin yaşlılara sağlık, rehabilitasyon, kültürel etkinlikler ve sosyal yaşam imkânı sunacağını vurgulayan Bakan Göktaş, Tepebaşı ilçesine de yeni bir huzurevi kazandırmak için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Konuşmasının sonunda 2025’in “Aile Yılı” olduğunu hatırlatan Göktaş, “Yaşlılarımız aileyi ve toplumu güçlü kılan en temel unsurdur. Bu hizmetler büyüklerimize verdiğimiz değerin bir göstergesidir. Yarınlara bırakacağımız anlamlı bir mirastır” dedi.
Eskişehir Haber Köşe Yazıları Atatürk’ün En Güzel Devrimi: Kadınlar

Atatürk’ün En Güzel Devrimi: Kadınlar

Kadının gücü, Atatürk’ün devrimleriyle toplumsal yapının her alanına sirayet etmiş, özgürlük ve eşitlik yolunda büyük bir adım atılmıştır.

Bir milletin medeniyet yolculuğunda en önemli mihenk taşlarından biri, kadının toplumdaki yeridir. Kadın; anne, eşi, çocuk, çalışan, öğretmen, mühendis, doktor, siyasetçidir. Ve bir millet, kadının ayaklarına vurulan zincirleri kırmadan gerçekten ilerleyemez. Atatürk bunu biliyordu. O, yalnızca savaş meydanlarında zafer kazanmadı; bir milletin kadınını özgürleştirerek, geleceğini aydınlatan devrimlere imza attı.

İşte o devrimlerin en önemlileri...

📚 Hukuki ve Siyasal Haklar

1926'da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu, kadın ve erkeği yasalar önünde eşit kıldı. O gün, sadece bir kanun değişti; bir toplumun vicdanı yeniden yazıldı. Kadın artık mirasta ve velayette eşit hakkını alacaktı. O gün, kadın tek taraflı boşanmanın, erkeğin üzerindeki sınırsız otoritesinin sona erdiğini gördü.

1930'da, kadınlar ilk kez belediye seçimlerinde oy kullanma ve aday olma hakkı kazandı. Bu, suskun dudaklara bir ilk sözdü.

1933'te kadınlar muhtar olabildi. Ve Aydın'ın Karpuzlu köyünde bir kadın, Gül Esin, köyün muhtarlığına seçildi. O, sadece bir muhtar olmadı; bir devrimin sessiz kahramanı oldu.

1934'te ise kadın, en büyük zaferlerinden birini kazandı. Milletvekili seçme ve seçilme hakkı ona teslim edildi. Türkiye, bu hakkı Fransa'dan, Belçika'dan, İsviçre'den önce verdi. Kadın, sadece evinin değil, devletinin de kaderini belirleyecekti. Ve 1935'te, Meclis’e 18 kadın milletvekili girdi.

‘’Kadının siyasal yetersizliğine mantıklı hiçbir sebep yoktur. Bu konudaki tereddüt ve olumsuz düşünüş biçimi, geçmişin toplumsal bir niteliğinin can çekişen bir hatırasıdır.'' -Mustafa Kemal Atatürk

🎓 Eğitim ve İş Hayatı

Kadın; cehaletin zincirlerinden kurtarılmazsa, bir millet asla gerçekten yükselemezdi. Atatürk bunu bildi ve kadının eğitimini devlet politikalarının merkezine koydu. Üniversiteler, kadınların önüne açıldı; bilimde, sanatta, hukukun her alanında yer almaları sağlandı. Kadın öğretmen oldu, doktor oldu, avukat oldu. Bir zamanlar sadece ev içinde varlığı kabul edilen kadın, artık devlet kadrolarında da yerini almaya başlamıştı.

‘’Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.'' -Mustafa Kemal Atatürk

👗 Sosyal Yaşam ve Kılık Kıyafet Özgürlüğü

1925'te kadının nasıl giyineceğine dair toplumsal baskılar ortadan kaldırıldı. Modern giysiler teşvik edildi, ancak zorunlu bir kurallar silsilesi getirilmedi. Kadın artık kılığı, kıyafeti, yaşam tarzı konusunda kendi kararını verme hakkına sahipti.

Sanatta, sporda, müzikte ve tiyatroda kadının sesi yükselmeye başladı. Bir zamanlar sahneye çıkması ayıplanan kadın, artık sanatın en önemli temsilcilerinden biri haline geldi.

'‘Kadınlarımız için asıl mücadele alanı ve zafer kazanılması gereken alan ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır.'' -Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk'ün devrimleri, sadece bir milletin ilerleyişi değişti. Aynı zamanda, bir kadının kaderini yeniden yazdı. Ve bugün biz, onun açtığı yolda, aydınlığın içinde yürüyorsak, bunu ona ve onun cesaretine borçluyuz.

Kadın vardı. Kadın var. Ve kadın hep olacak. Teşekkürler Atatürk!

‘’Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.'' -Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 5 ay önce
"Kadınlar insandır, bizler insanoğlu" Neşet Ertaş
BEĞENME
0
CEVAPLA