İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep edildi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Davanın dikkat çeken bir diğer boyutu ise soruşturmayı yürüten savcı Yavuz Engin’in tehdit edilmesi oldu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu konuda ayrıca bir soruşturma başlatıldığını belirtti. Bakan Tunç, "Hiç kimse yargı mensuplarımızı tehdit edemez veya korkutamaz. Yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına müdahale etmek isteyenler hakkında gereken yapılacak" ifadelerini kullandı.
Bugün 22’si tutuklu olmak üzere toplam 47 sanık Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlıyor. Bu dava, hem mağdur aileler hem de kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Yargılama süreci, hem adaletin tecellisi hem de benzer olayların önüne geçilmesi açısından kritik bir önem taşıyor.