Eskişehir Haber Genel Gündem Nevzat Bahtiyar Neden Az Ceza Aldı? Gündem Çalkalanıyor: Peki Neden?

Nevzat Bahtiyar Neden Az Ceza Aldı? Gündem Çalkalanıyor: Peki Neden?

Türkiye bir kez daha yargı kararlarının gölgesinde tartışıyor. Narin Güran cinayetiyle ilgili Nevzat Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 ay hapis cezası, kamuoyunda “Bu kadar az ceza nasıl mümkün olabilir?” sorusunu gündeme getirdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise karara itiraz edeceklerini duyurdu. Peki, bu kararın ardındaki gerekçeler ne olabilir ve süreç neden bu noktaya geldi?

Hukukun Karmaşık Labirenti

Bahtiyar’ın cezası, “haksız tahrik” indirimi gibi hukukun tartışmalı enstrümanlarından etkilenmiş olabilir. Bu tür davalarda sanığın eylemlerine karşı mağdurun tavırları ve olayın gelişme şekli detaylıca değerlendiriliyor. Ancak bu değerlendirmelerin ne kadar adil yapıldığı her zaman büyük bir soru işareti.

Aile Bakanlığı’nın davaya müdahil olması ve özel bir ekip kurarak süreci takip etmesi önemli bir adım. Ancak bu süreç, toplumda sık sık yaşanan “adalet duygusu eksikliği”ni gidermeye yetecek mi? Açıkçası, hukukun teorik olarak sunduğu gerekçelerle halkın vicdanı arasında ciddi bir uçurum olduğu aşikâr.

Sistemdeki Sorunlar mı, Yoksa Bireysel Kararlar mı?

Bahtiyar’a verilen ceza, Türkiye’deki ceza hukukunun geniş yorumlanabilir yapısını bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak burada sadece hukuki sistem değil, davanın her aşamasında alınan bireysel kararlar da etkili oluyor. Hâkimlerin takdir yetkisi, ceza indirimlerini şekillendiren faktörlerden biri.

Özellikle kadın cinayetlerinde sıkça gördüğümüz “iyi hal” ya da “haksız tahrik” gibi kavramlar, toplumun adalet algısını sarsmaya devam ediyor. Bu davada da benzer bir indirim uygulanmış olma ihtimali güçlü. Peki bu noktada “adalet” gerçekten yerini bulmuş oluyor mu?

Bakanlığın İtirazı Umut Veriyor mu?

Bakan Göktaş’ın açıklamaları, bu kararın yeniden ele alınabileceğine dair umut veriyor. Ancak mahkeme süreçlerinin uzunluğu ve çoğu zaman karmaşık prosedürleri, adaletin geç gelmesine sebep oluyor. Göktaş’ın sözleri dikkat çekici:

“Hiçbir karar, Narin’i geri getiremez.”

Haklı. Ama bu tür kararlar, başka Narin’lerin yaşam hakkını koruyabilir mi? Asıl mesele bu.

 “Adalet, Yalnızca Hukukta Değil Vicdanda da Tecelli Etmeli”

Narin Güran gibi hikayeler, hepimize bir kez daha şunu hatırlatıyor: Kadın cinayetleri sadece bireysel suçlar değil, toplumsal bir yara. Bu yara, adalet mekanizmasında yapılacak reformlar ve toplumun bu tür davalara gösterdiği hassasiyetle bir nebze kapanabilir. Ancak, verilen cezalar “az” olarak algılandıkça, vicdanlarda oluşan yara daha da derinleşiyor.

Kararı bekleyip göreceğiz. Ama unutmamalıyız: Adalet gecikirse, kaybeden sadece Narin Güran değil, hepimiz oluruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *