Havacılık tarihinin en büyük gizemlerinden biri olan Malezya Hava Yolları'na ait MH370 sefer sayılı uçuş, aradan geçen 11 yıla rağmen hala aydınlatılamadı. Modern teknolojinin ve gelişmiş radar sistemlerinin hüküm sürdüğü bir çağda, devasa bir yolcu uçağının iz bırakmadan ortadan kaybolması, dünya çapında komplo teorilerinin ve bilimsel araştırmaların odağında yer almaya devam ediyor. Peki, yüzlerce yolcusuyla sırra kadem basan bu uçağa gerçekte ne oldu?
MH370 uçağı ne zaman ve nasıl kayboldu?
Malezya Hava Yolları'nın MH370 sefer sayılı uçuşu, 8 Mart 2014 tarihinde yerel saatle 00:41'de Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'dan Çin'in başkenti Pekin'e gitmek üzere havalandı. Uçakta 227 yolcu ve 12 mürettebat bulunuyordu. Uçuşun başlamasından yaklaşık 40 dakika sonra, Malezya ile Vietnam hava sahası arasındaki sınırda, uçakla olan iletişim tamamen kesildi. Kaptan pilotun hava trafik kontrolüne söylediği son sözler olan "İyi geceler Malezya üç yedi sıfır" cümlesinden sonra uçak radardan çıktı.
MH370 uçağı olayı nedir ve uçağa ne oldu?
Boeing 777-200ER tipi uçağın kaybolmasının ardından yapılan teknik analizler, uçağın planlanan rotasından keskin bir şekilde saptığını ortaya koydu. Askeri radarlar ve uydu verileri (Inmarsat), uçağın rotasını batıya çevirdiğini, Malaka Boğazı üzerinden geçerek Güney Hint Okyanusu'na yöneldiğini gösterdi. Uçağın yakıtı tükenene kadar yaklaşık 6 saat daha uçtuğu ve sonunda denize çakıldığı tahmin ediliyor. Ancak uçağın neden rotasından çıktığı; teknik arıza mı, pilot müdahalesi mi yoksa bir kaçırılma vakası mı olduğu hala bir sır.
Uçak enkazı bulundu mu?
Olayın ardından başlatılan tarihin en pahalı arama çalışmaları sonucunda uçağın ana gövdesine ulaşılamadı. Ancak aradan geçen yıllarda, Hint Okyanusu'nun batı kıyılarında (Reunion Adası, Madagaskar ve Afrika kıyıları) uçağa ait olduğu kesinleşen bazı parçalar karaya vurdu. Bu parçalar uçağın düştüğünü kanıtlasa da, uçağın tam olarak nerede yattığına dair kesin bir bilgi sağlamadı.
MH370 yeniden aranacak mı?
2017 ve 2018 yıllarında gerçekleştirilen kapsamlı arama operasyonları bir sonuç vermeyince resmi çalışmalar durdurulmuştu. Ancak 2025 yılı itibarıyla, okyanus tabanı haritalama teknolojilerindeki gelişmeler ve yeni matematiksel modellemeler, uçağın yerinin daha dar bir alanda tespit edilebileceğine dair umutları artırdı. Bazı özel arama şirketleri ve teknoloji grupları, uçağın "7. Ark" olarak bilinen bölgedeki olası konumunu bulmak için hükümetlerle görüşmelerini sürdürüyor.