Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) özetinde, enflasyon görünümüne odaklanan bir para politikası yaklaşımının benimseneceği vurgulandı. Özette, eğer enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülürse, para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı belirtildi.
Küresel ticaret politikalarındaki belirsizliklerin artması ve korumacı adımların etkileri, küresel büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya devam ediyor. Bu durum, özellikle gelişmiş ülkelerde büyüme beklentilerinin düşmesine neden olmuş. Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarına göre güncellenmiş küresel büyüme beklentisi, 2025 için yüzde 2,1'den yüzde 1,7'ye, 2026 için ise yüzde 2,4'ten yüzde 1,9'a düşürülmüş.
Küresel enflasyondaki düşüşün yavaşlayacağı ve merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli olacağı bekleniyor. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışlarının devam etmesi öngörülüyor.
Parasal ve finansal koşullar kısmında, Türk lirası mevduat faizlerinin artış gösterdiği, ancak kredi faizlerinin de yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, yabancı para kredilerindeki büyüme sınırlandırılmış durumda. TCMB'nin uluslararası rezervlerinde düşüş gözlemlenmiş, ancak borçlanma imkanlarının hala yüksek seviyelerde olduğu ifade edilmiş.
Talep ve üretim verilerinde, sanayi üretiminin azaldığı, ancak perakende satışların arttığı görülüyor. Özellikle beyaz eşya satışları gerilerken, otomobil satışları artmaya devam etmiş. Üretici fiyatları ise azalmaya devam etmiş ve genel olarak fiyatlar üzerinde düşüş eğilimleri gözlemlenmiş.
Enflasyon gelişmeleri kısmında, Mart ayında tüketici fiyatlarının yüzde 2,46 arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 38,10'a gerilediği belirtilmiş. Temel mal ve hizmet fiyatlarında gerileme gözlemlenirken, gıda ve alkol-tütün-altın gibi gruplarda artış yaşanmış. Bununla birlikte, enflasyonun ana eğiliminde gerileme olduğu ancak hizmet enflasyonunun hala yüksek seyrettiği ifade edilmiştir.
Özetle, TCMB’nin enflasyonla mücadelede ihtiyatlı ve temkinli bir yaklaşım benimsemeye devam edeceği ve enflasyondaki gelişmeleri izleyerek gerektiğinde para politikası duruşunu sıkılaştıracağı bir dönem öngörülmektedir.