Deprem Sonrası Türkiye: Güvenli Yapılar İçin Gereken Kaynak
Son yaşanan depremler, Türkiye’nin depreme karşı dayanıklı yapı stokunun ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İşte tam da bu noktada Haluk Özbek devreye girdi. Özbek, yalnızca sorunları dile getirmekle kalmıyor; aynı zamanda çözüm için gereken somut adımları sıralıyor.
“Deprem yaralarını sarmak için 100 milyar dolar yetmez,” diyor Özbek. Ona göre esas mesele, 500 milyar doları aşan bir ekonomik güce ulaşmak ve bu kaynağı katma değerli ihracatla sağlamak. Özbek’in bu açıklamaları, sadece bir iş insanının görüşü değil; adeta Türkiye’nin ekonomik ve yapısal dönüşümü için bir reçete.
“Bilim ve Maddi Kaynaklar Bir Arada Olmalı”
Haluk Özbek, güvenli yapıların inşasında iki kritik noktaya dikkat çekiyor: bilimsel yönetmeliklere uygunluk ve yeterli maddi kaynak. Tek başına düzenlemelerin ya da kanunların yeterli olmayacağını, bu süreçte ciddi bir finansman ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Özellikle sanayi üretimi ve ihracatın artırılması gerektiğini vurgulayan Özbek, Türkiye’nin ekonomik gücünün bu hedeflere ulaşmak için yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak bu noktada, devlet desteği ve teşviklerin artırılması gerektiğine de dikkat çekiyor.
Hedef: 25 Bin Yeni İhracatçı Şirket
Türkiye’nin ihracat potansiyeline güvenen Özbek, çok iddialı bir hedef ortaya koyuyor: 25 bin yeni ihracatçı şirket. Üstelik her birinin yıllık 10 milyon dolar ihracat yapmasını öngörüyor. Bu hedef, mevcut ihracat rakamlarının üzerine milyarlarca dolar eklenmesi anlamına geliyor.
Peki bu nasıl başarılacak? Özbek’e göre, üretici ve sanayicilerin daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor. Teşvikler artırılırsa, bu hedefin 5 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşeceğine inanıyor.
Saloni: Haluk Özbek’in Başarı Hikayesi
Haluk Özbek’in yalnızca sözleri değil, bizzat kendi şirketi Saloni üzerinden sunduğu örnekler de dikkat çekici. Mobilya sektöründe faaliyet gösteren Saloni, son 4 yılda ihracatını 3 kat artırarak 2022 yılında 70 ülkeye 19,5 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi. 2023 hedefleri ise 25-30 milyon dolarlık ihracat. Bu başarı, sadece Saloni için değil, aynı zamanda diğer Türk şirketleri için de bir ilham kaynağı.
Özbek’in bu başarısı, onun söylediklerini daha da değerli kılıyor. Çünkü bir teorisyen değil; sahada, üretimde, ihracatta deneyim kazanmış bir isim olarak konuşuyor.
Sadece İş İnsanı Değil, Bir Yol Gösterici
Haluk Özbek, Türkiye’nin ekonomik ve yapısal dönüşümü için sadece bir sanayici değil, aynı zamanda bir fikir lideri. Onun “500 milyar dolarlık kazançlı ihracat” vizyonu, hem ülke ekonomisine hem de deprem sonrası yapılanma sürecine ışık tutuyor. Saloni’de elde ettiği başarılar ve cesur hedefleri, Türkiye’nin bu zorlu süreçten çıkış yolunda önemli bir rehber olabilir.
Sonuç olarak, Haluk Özbek’i sadece bir isim olarak görmemek gerekiyor. Onun fikirleri ve vizyonu, Türkiye’nin yarınlarına dair umut veren bir rota çiziyor. Umarız, bu vizyon hayata geçer ve Özbek’in öngördüğü hedefler, Türkiye için yeni bir başlangıç olur.