S&P Global’in açıkladığı öncü verilere göre, bileşik PMI endeksi 50,2 seviyesinde sabit kaldı. Bu, büyüme ve daralmayı ayıran 50 puanlık sınırın hemen üzerinde kalsa da hizmet ve imalat sektörlerinde beklenen ivmelenmenin gerçekleşmediğini ortaya koyuyor.
Şubat ayı itibarıyla:
- İmalat PMI: 47,3 (Ocak: 46,6)
- Hizmet PMI: 50,7 (Ocak: 51,3)
İmalat sektörü PMI verisi, bir önceki aya kıyasla hafif bir artış gösterse de halen daralma bölgesinde kalmaya devam ediyor. Hizmet sektörü ise genişleme bölgesinde kalsa da, Ocak ayına göre zayıfladı ve ekonomik belirsizliklerin sektörü baskıladığını gösterdi.
Almanya ve Fransa Ayrışıyor: Büyüme Nerede?
Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomileri olan Almanya ve Fransa, Şubat ayında farklı yönlere ilerledi.
- Almanya'da hizmet sektörü, beklentilerin üzerinde bir performans göstererek ekonomik aktiviteyi nispeten destekledi. Ancak imalat sektörü hâlâ toparlanma işaretleri vermekte zorlanıyor.
- Fransa'da ise hem hizmet hem de imalat sektörleri zayıflık sinyalleri verdi. Şubat PMI verileri, ekonomik aktivitenin öngörülenden daha fazla daraldığını göstererek, Fransa’nın Euro Bölgesi’nin büyümesine katkıda bulunmakta zorlanacağını ortaya koydu.
Fransa'da yeni siparişlerin düşmesi ve iş dünyasında güvenin azalması, ekonomi politikalarının etkisini sorgulatan başlıca unsurlar arasında. Almanya'da ise iş faaliyetleri Ocak ayına kıyasla hafif iyileşse de, genel görünüm hâlâ kırılgan.
Talep Düşüşte, İstihdam Baskı Altında
Bölgedeki talep daralması ekonominin genel sağlığı için en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Şubat ayında yeni siparişler endeksi 49,3’ten 48,6’ya gerileyerek, iç ve dış talebin zayıfladığını gösterdi.
- Hizmet sektöründe mevcut iş yüklerinde ciddi bir azalma yaşanıyor. Bu, şirketlerin yakın gelecekte personel azaltımı gibi tasarruf önlemlerine yönelebileceğine işaret ediyor.
- İmalat sektörü ise küresel talepteki yavaşlamadan doğrudan etkilenmeye devam ediyor. Özellikle Çin ve ABD'deki ekonomik dalgalanmalar, Euro Bölgesi’nin ihracatına baskı yapıyor.
Jeopolitik Riskler ve Küresel Ekonomik Baskılar
Ekonomik verilerdeki bu durgunluk, sadece iç dinamiklerden kaynaklanmıyor. Küresel ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler, Euro Bölgesi’nin büyüme potansiyelini kısıtlayan önemli faktörler arasında yer alıyor.
- Ukrayna’daki savaşın devam etmesi, Avrupa’nın enerji fiyatları üzerindeki baskıyı sürdürüyor ve sanayi üretim maliyetlerini artırıyor.
- ABD’nin ticaret politikalarındaki belirsizlikler, özellikle Avrupa’nın ihracatına yönelik riskleri artırıyor.
- Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz politikaları, yatırımcıların ve tüketicilerin harcamalarını sınırlandırmasına neden oluyor.
Ekonomistler Ne Diyor?
Bazı ekonomistler, Euro Bölgesi'nin bu yılın ilk çeyreğinde durgunluktan çıkamayabileceği konusunda uyarıyor. Talepteki düşüş, yüksek faiz oranları ve küresel riskler göz önüne alındığında, 2025'in ilk yarısında bölgenin ekonomik büyümesinin sınırlı kalabileceği tahmin ediliyor.
Commerzbank baş ekonomisti Joerg Kraemer, ECB’nin mevcut politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Şirketlerin yatırım iştahı düşük ve tüketici güveni halen kırılgan. Euro Bölgesi’nde enflasyon düştü ancak büyüme hızlanmadıkça, faiz indirimleri kaçınılmaz olacaktır."
Gelecek Ne Getirecek?
- ECB’nin Haziran ayında faiz indirimine gitmesi olasılığı giderek güçleniyor.
- Almanya’nın ekonomik toparlanma hızı, Euro Bölgesi’nin genel büyüme ivmesi açısından belirleyici olacak.
- Talep tarafında toparlanma sinyalleri görülmediği sürece, 2025'in ikinci yarısında daha zorlu ekonomik koşullar beklenebilir.
Euro Bölgesi ekonomisinin yeniden büyüme patikasına girip giremeyeceği önümüzdeki aylarda PMI verileriyle daha netleşecek. Ancak şu an için tablo, durgunluktan çıkışın zannedildiği kadar hızlı olmayabileceğini gösteriyor.
