Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir dizi ziyaret için geldiği Eskişehir’de Gaziler Günü Buluşması’na katıldı. Programda gazilere ve partililere hitap eden Tekin, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde yaşanan yasaklara ve 2002 sonrası yaşanan dönüşümlere dikkat çekti.
"2002 Öncesi Yasaklar ve Köy Boşaltmaları"
Konuşmasına geçmişten örneklerle başlayan Bakan Yusuf Tekin “Siz eğer bir topluluğun, bir etnik ya da dini aidiyetin kendini tanımlama biçimine resmî ve ideolojik olarak dayatmalarla hareket edip yok sayarsanız, onların kendilerini tanımlama biçimlerini inkâr ederseniz, engellemeye çalışırsanız; o insanlar da bu duygularını ve düşüncelerini hayata geçirmek konusunda kendilerini, düşünce dünyalarını ele geçirmeye çalışan farklı gruplara doğal olarak teslim edebilirler. 2002’den önce Türkiye’de bazı köyler boşaltılmıştır. Şöyle düşünün, hep beraber empati yapalım: Atalarımızın, dedelerimizin yaşadığı bir köyünüz var; bağınız, bahçeniz, hatıralarınız, eviniz var. Bir gün devlet gelip diyor ki: ‘Biz bu köyü boşaltmanızı istiyoruz. Bu köyde artık yaşayamazsınız.’ Yani bütün geçiminizi, hatıralarınızı, yaşanmışlıklarınızı bırakın ve burayı terk edin diyor. 2002’den önce Türkiye’de böyleydi. Hatta o kadar trajik bir duruma gelmişti ki boşaltılan köylerde yaşayan insanlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmek durumunda kalmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu köylülere tazminat ödemeye başlamıştır. Ya da başka bir örnek vereyim: Bu ülkede Ahmet Kaya diye bir sanatçı vardı; Kürtçe şarkı söylediği için linç edildi. İnsanlar kendilerini Kürtçe ifade etmek istediklerinde, yani atalarının, dedelerinin, analarının diliyle bir şey söylediklerinde, devlet yasakçı bir mantıkla engelliyordu.
“2002 Sonrası Değişim ve Demokratikleşme”
AK Parti iktidarı ile birlikte köklü dönüşümler yaşandığını belirten Bakan Tekin,"3 Kasım 2002’de başlayan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, işte bu noktada terörle mücadelenin ikinci boyutunu hayata geçirdi. İnsanların etnik ve dini kimliklerini yok sayan, onları baskılayan, dayatmalarla muamele eden uygulamaları kaldırdı. Boşaltılan köylerden Kürtçe eğitimine kadar pek çok alanda önemli adımlar atıldı. Bakın, köylerin boşaltılmadığı bir Türkiye’ye, en ücra köşedeki okulların ve yolların yapıldığı bir döneme geçtik. Kürtçe konuşmanın yasaklandığı bir Türkiye’den, Kürtçe devlet televizyon kanalının olduğu bir Türkiye’ye geldik. Okullarda seçmeli Kürtçe derslerin okutulduğu, isteyenlerin çocuklarına Kürtçe, Kurmançça ya da Zazaca kurslar aldırabildiği bir Türkiye’ye geçtik. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin dile getirmesiyle, ‘teröristsiz Türkiye’ dediğimiz süreci başlattık.”
