Küçük Kasabanın Büyük Hayalleri
1991 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde dünyaya gelen Ayhan Yağız, bu kadim toprakların ruhunu taşıyan bir sanatçı. Alevi-Bektaşi kültürünün kalbinde doğup büyümek, onun müziğine derin bir anlam kazandırdı. Küçük yaşlarda bağlama çalmaya başlayan Ayhan, türkülerin yalnızca notalardan ibaret olmadığını, her birinin bir hikâye anlattığını fark etti.
Hacıbektaş’ın küçük kasaba havasında şekillenen bu büyük hayaller, onu önce Kırşehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne, sonra da Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’na taşıdı. İşte burada, hem geleneğin hem de modern müziğin izlerini taşıyan sanat anlayışını geliştirdi.
O Ses Türkiye ve İlk Adımlar
Ayhan Yağız’ın geniş kitleler tarafından tanınması, 2015 yılında katıldığı O Ses Türkiye yarışmasıyla oldu. Yarışmada seslendirdiği türkülerle kısa sürede dikkatleri üzerine çeken sanatçı, çeyrek finale kadar yükseldi. Fakat bu, onun için bir son değil, asıl hikâyesinin başlangıcıydı.
Yarışmanın ardından çıkardığı ilk single çalışması Yasak, halk müziğini modern bir yorumla harmanlayan bir eserdi. 2020 yılında yayımladığı Nerdesin adlı single’ı ise geleneksel motiflere getirdiği yenilikçi dokunuşlarla, yalnızca halk müziği dinleyicilerini değil, pop müzik sevenleri de kendisine çekti.
Müziğin Ötesinde Bir Misyon
Ayhan Yağız, yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda bir kültür elçisi. Van Depremi sonrası düzenlediği yardım konserinden, Hacıbektaş Veli’yi Anma Törenleri’ne kadar birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı. Onun için müzik, bir eğlence değil, birleştirici bir güç. Bu nedenle repertuarında yalnızca türküleri değil, deyişleri, bozlakları ve halk ezgilerini de barındırıyor.
Sanatçının sıkça kullandığı şu cümle, onun sanata bakışını özetliyor:
"Türkülerimiz, yalnızca geçmişi anlatmaz; onlar, geleceğe yazılmış birer mektuptur."
Alevi-Bektaşi Kültürüne Adanan Bir Hayat
Ayhan’ın müziği, doğduğu toprakların ruhunu taşıyor. Hacıbektaş yöresine özgü bozlaklardan Anadolu’nun çeşitli deyişlerine kadar geniş bir repertuvarı var. Ender Balkır gibi ustalarla yaptığı düetler, onun halk müziğindeki yerini daha da pekiştirdi. Ancak Ayhan, yalnızca geleneğe bağlı kalmadı; müziğiyle yeniliği kucakladı. Modern aranjmanlarla türkülerine farklı bir soluk getirdi ve böylece genç nesillerin de ilgisini çekmeyi başardı.
Sahne ve Ötesi
Ayhan Yağız, yalnızca albümleriyle değil, sahne performanslarıyla da dinleyicilerini büyülüyor. Avrupa’daki Alevi-Bektaşi derneklerinin düzenlediği etkinliklerde sık sık sahne alarak, kültürümüzü uluslararası arenada da tanıtıyor. Fakat onun sahnesi sadece bir gösteri alanı değil; dinleyenlere bir yolculuk vaat ediyor. Anadolu’nun kokusunu, bozkırın rüzgârını ve deyişlerin sıcaklığını bir araya getiriyor.
Özel Hayatı Hakkında Bilinmeyenler
Sanatçı, özel hayatını göz önünde yaşamayı tercih etmiyor. Evli olup olmadığı ya da ailesi hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor. Bu gizemli duruş, belki de onun müziğine odaklanmasını sağlayan bir tercih.
Türk Halk Müziği’nin Geleceği
Ayhan Yağız, yalnızca geçmişin mirasını yaşatmakla kalmıyor, geleceğin türkülerini de inşa ediyor. Alevi-Bektaşi kültürünün ve Türk Halk Müziği’nin modern yüzlerinden biri olan Yağız, yaptığı her işle bu mirası daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.
Hikâyenin sonu henüz yazılmadı. Ama Ayhan Yağız’ın türküleri, tıpkı bozkırda esen bir rüzgar gibi, kalplere dokunmaya devam ediyor.