Bingöl, alınan kararın adil olmadığını belirterek, “Artık siyasetin yargı sopasıyla dizayn edilmesini kesinlikle kabul etmiyorum. Bu tamamen Yüksek Seçim Kurulu’nun alanına giren bir konudur. Yerel mahkemenin YSK’nın görevini üstlenmesi, Türkiye’de kaotik bir süreci tetikleyebilir” dedi.
Ülkeyi yönetenlere çağrıda bulunan Bingöl, “Her bir ilde bir kişinin beyanıyla mahkeme kararıyla parti yöneticilerinin görevden uzaklaştırılması mümkün olabiliyor. Bu halkın iradesine ipotek koymaktır. Yüksek Seçim Kurulu derhal bu konuda pozisyon üstlenmeli ve yetkinin kendilerinde olduğunu ifade etmelidir” diye konuştu.
Bingöl, iddialar üzerine yapılacak işlemlerin kişilere yönelik olması gerektiğini vurgulayarak, “Delegeler içerisinde maddi imkanlarla teklif alanlar varsa cezai işlem yapılabilir. Ancak il başkanlığı ya da diğer yöneticilerin görevden uzaklaştırılması doğru değildir. Bir kişinin beyanıyla karar alınması Türkiye siyasetinin evrildiğini ortaya koyuyor. Biz bunu reddediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne de çağrı yapan Bingöl, “Bu konu önemli. Tepki konulmalı ama demokratik usullerle yapılmalı. Mevcut yönetim bazı illeri sokağa çıkmakla ilgili tespit yapıyor. Bu tuzaklara düşmemek gerekir. Demokratik ve hukuki çerçevede girişimler yapılmalı ve bu karar ortadan kaldırılmalıdır” dedi.
Muhalefet partilerinin birleşme çağrılarını da değerlendiren Bingöl, “Kesinlikle muhalefet birleşmelidir, bunu öteden beri savunuyorum. Ancak birleşme ilkeler çerçevesinde olmalıdır. Sayın Özgür Özel’in, ‘Ben cumhurbaşkanı adayı olmayayım, Ekrem İmamoğlu olmasın, yeter ki erken seçim olsun’ çağrısı da bu çalışmayı beraberinde getiriyor. Bunu da düşünmek zorundayız” diye konuştu.
