Kazım Kurt konuşmasına şehir plancılarının gününü kutlayarak başladı ve tutuklu bulunan şehir plancılarına destek verdi. “Henüz iddianamesi bile hazırlanmadı. Eğer yargıya güven bugün sadece yüzde 27 seviyesindeyse, Türkiye’de tehlike başlamıştır. Bu tablo bize hukuk devleti olmadığımızı gösteriyor” dedi.
“Yargıya güven sıfırlandı”
Kurt, tutuklamaları “haksız” olarak nitelendirdi ve yargı sürecini sert sözlerle eleştirdi: “Bir iddia var ama belge yok, delil yok. Hakimin karşısına çıkmak yok. Yargı 7 aydır iddianame hazırlayamıyorsa orada adalet olmaz. Bu durum yargıya olan güveni sıfıra indirdi.”
Cumhurbaşkanına da göndermede bulunan Kurt, “Türkiye’de dört kişiden üçü yargıya güvenmiyorsa, dörtte üçü CHP’li demektir. İlk seçimde göreceksiniz o işi” dedi.
“Ekonomide battık”
Hükümetin ekonomi politikalarına da değinen Kurt, “Hiçbir ekonomist bu programla enflasyonun düşeceğine inanmıyor. Hiçbir ekonomist Mehmet Şimşek’in yaptıklarının doğru olduğunu söylemiyor. O nedenle bu işler bitti, battık” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı hepimizin Cumhurbaşkanı olmalı”
Siyasi dilin kutuplaştırıcı hale geldiğini söyleyen Kurt, “Sayın Cumhurbaşkanı ağzını açtığında hakaretle başlıyor. O hepimizin Cumhurbaşkanı olmalı. Devleti temsil eden bir kişinin bir partinin genel başkanı olması kadar abes bir şey yok. Cumhurbaşkanı olduğunuz andan itibaren partinizle ilişiğinizi kesmelisiniz” dedi.
Cumhurbaşkanına yönelik hakaret davalarına da dikkat çekerek, “300 bin dava var vatandaşla Cumhurbaşkanı arasında. Artık bu davalardan bir sektör oluştu. Avukatlar sosyal medyada kim ne demiş tarıyor, sonra davayı açıp uzlaşma teklif ediyor. 10 bin lira ver, kapatalım diyorlar” sözleriyle eleştiride bulundu.
“12 Eylül mahkemelerini arar olduk”
Kurt konuşmasını, “12 Eylül mahkemelerinde avukatlık yapmış biriyim. O dönemin yargısını bile arar hale geldik. Türkiye’nin artık tahammülü kalmadı. En kısa zamanda seçim istiyoruz. Bay bay gidiyorsunuz” sözleriyle tamamladı.
Toplantı, Kurt’un LÖSEV’e verdiği destek mesajıyla sona erdi: “Devlet, sivil toplumun yaptığı iyiliğe şaşı bakmamalı; LÖSEV gibi kurumlara destek vermelidir.”
