CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Gezi Davası çerçevesinde 410 gündür Marmara Cezaevi’nde tutulan Can Atalay'ı ziyaret etti.
Çakırözer ayrıca Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman’a da ziyarette bulundu. Can Atalay Çakırözer aracılığıyla gönderdiği mesajında, “Şu anda yapılmakta olan hürriyeti tahdittir. Elimde mazbatam var. Hukuk onların oyuncağı değildir, olmamalıdır” dedi. Atalay, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un tutukluluğuna ilişkin yaptığı “Yargıtay’da şu anda hükümlü olarak dosyası devam ediyor, hüküm verilmiş. Yargıtay’dan gelecek cevaba göre Meclis Başkanlığı hareket edecektir” açıklamalarına da, “Adalet Bakanı’nın söylediklerini de üzülerek ve şaşkınlıkla dinledim. Ya hukuku, konuyu bilmiyor, ki çok yazık olur. Ya da bilerek doğruyu konuşmuyor. O zaman daha büyük yazık!” dedi. Ziyaretleri sonrasında açıklamalarda bulunan Çakırözer, “Can Atalay 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde Milletvekili seçildi, 24 Mayıs’ta mazbatasını aldı ama hala cezaevinde tutuluyor. Buradan Yargıtay’a, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sesleniyoruz; milyonlarca yurttaşın oyunu alarak milletvekili seçilen Can Atalay burada tutulamaz. Bu adaletsizliğin, bu hukuksuzluğun sona ermesi, Can Atalay’ın tahliye edilerek TBMM’de görevine başlaması gerekiyor” dedi. Tutuklu milletvekiline ziyaret CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Marmara Cezaevi’nde Gezi Davası tutuklularını ziyaret etti. 14 Mayıs’ta Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay ile Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret eden Çakırözer, 2046 gündür cezaevinde tutulan iş insanı Osman Kavala ile de görüştü. Çakırözer ziyaretlerinin ardından Atalay, Altınay ve Kahraman’ın mesajlarını kamuoyu ile paylaşırken, “ Bu haksız, hukuksuz tutuklulukların artık sona ermesi gerekiyor” dedi. Atalay: "Milletvekili seçildim ama Meclis'te değil, cezaevindeyim." Can Atalay, Çakırözer aracılığıyla gönderdiği mesajında şunları aktardı: “Ortada yaşanan büyük bir hukuksuzluk var! 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili seçildim. 24 Mayıs’ta mazbatam verildi. Avukatım aldı. Dün TBMM’de Meclis Başkanı adayıydım. İsmim pusulalarda yazıldı. Milletvekilleri bana oy verdi. Ama ben Meclis’te değilim, cezaevi koğuşundayım. Buradan yani Silivri Cezaevi’nden TBMM’nin yeni seçilen Başkanı Numan Kurtulmuş’a sesleniyorum, ‘Ben burada tutulamam. Burada tutulmam demek büyük bir hukuksuzluk demektir. Ortada çok acil bir durum var.’ Adalet Bakanı'na tepki: "Bilmiyorsa yazık, biliyor da konuşmuyorsa büyük yazık." Adalet Bakanı’nın söylediklerini de üzülerek ve şaşkınlıkla dinledim. Ya hukuku, konuyu bilmiyor, ki çok yazık olur. Ya da bilerek doğruyu konuşmuyor. O zaman daha büyük yazık! Anayasa var, Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın kararları var. Mustafa Balbay, Engin Alan, Leyla Güven, Sebahat Tuncel kararları var… Hepsinin özeti, hepsinin sonucu şu: Ben burada tutulamam. Şu anda yapılmakta olan hürriyeti tahdittir. Elimde mazbatam var. Hukuk onların oyuncağı değildir olmamalıdır. Yargıtay’ın 3 gün içinde tahliyem yönünde kararını bildirmesi lazımdı. Hukuksuz biçimde bekletiyor.” Altınay: "Bizi yargıladıkları iddianame bomboş." Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman ise, cezaevinden şu mesajları verdi: “Buradan tüm 84 milyona çağrım var. 410 gündür burada yatıyoruz. Ama bizi yargılamakta oldukları iddianame bomboş. Beni cebir ve şiddetten 18 yıla mahkum etmek istiyorlar. Benim bomba, mermi, taş hatta hepsini bir kenara bırakın slogan attığımın belgesini ya da kendim atmasam bile birine at dediğimin belgesini ortaya koysunlar. Benden ne dilerlerse dilesinler. Hodri meydan diyorum. Ama böyle bir delil belge bulamazsanız da o zaman lütfen herkes, Ak Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi herkes elini vicdanına koyarak, kendisini TBMM’de temsil eden 600 milletvekilini arayıp hesap sormalı. Bu Hakan Altınay niye zindanda diye hesabını sormalı. Vekilinden sormalı, Bakanından sormalı, yargısından sormalı!” Kahraman: "Adaletsizliğin bitmesini ve özgürlüğümüzü bekliyoruz." “Dosya boş. Bomboş. Ama biz 410 gündür tutukluyuz. Osman Kavala 6 yıldır içeride.. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala hakkında verdiği karar, sadece Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğunu ortaya koymadı. Aynı zamanda Gezi İddianamesenin de ne kadar boş olduğunu ve aslında tüm haklarımızın geriye iadesinin gerektiğini de orta koydu. O yüzden bir an önce Yargıtay sürecinde bu güne kadar yapılan hukuksuzlukların sona ermesini, bu adaletsizliğin bitmesini ve özgürlüğümüzü bekliyoruz.” "Hukuksuzluk bitmeli, Atalay TBMM'de görevine başlamalı" Ziyaretleri sonrasında açıklamalarda bulunan CHP’li Çakırözer ise şunları dile getirdi: “Gezi tutukluları Osman Kavala, Can Atalay, Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman ile görüştüm. Can Atalay 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde Milletvekili seçildi, 24 Mayıs’ta mazbatasını aldı ama hala cezaevinde tutuluyor. Buradan Yargıtay’a, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sesleniyoruz. Milyonlarca yurttaşın oyunu alarak milletvekili seçilen Can Atalay burada tutulamaz. Cezaevinde tutulduğu her gün büyük bir hukuksuzluktur. Zaten 410 gündür büyük haksızlık ve adaletsizlikle karşı karşıya olan Can Atalay’ın milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinde tutuluyor olması kabul edilemez. Dün kendisi TBMM’de Meclis Başkanvekili Adayı olarak oy aldı milletvekillerinden. Bu adaletsizliğin, bu hukuksuzluğun sona ermesi ve Can Atalay’ın tahliye edilerek TBMM’de görevine başlaması gerekiyor. Ayrıca AİHM'nin, Türkiye’deki mahkemelerin tutukluluğunun haksız olduğu ve tahliye kararlarına rağmen yaklaşık 6 yıldır cezaevinde tutulmakta olan Osman Kavala’nın da tutukluluğunun sona ermesi gerekiyor. Yine Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman ile Mücella Yapıcı, Mine Özerden ve Çiğdem Mater 410 gündür cezaevinde. Artık bu haksızlıkların, bu adaletsizliklerin bitmesi gerekir.”
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *