AK Parti Eskişehir Odunpazarı İlçe Başkanı Engin Vural, belediyenin taşınmaz satışlarını sert sözlerle eleştirdi. Vural, Burhan Sakallı döneminde Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan otelin 2039 yılında sözleşmesi bitecek olmasına rağmen, bugünün şartlarında düşük bir bedelle satıldığını ifade etti.
“Mecliste 350 milyon lira bedel beklendiği açıklanmıştı. Ancak ihaleye 253 milyon 900 bin TL muammen bedelle çıkıldı. İhaleye yalnızca iki kişi şartname aldı ve tek kişi teklif verdi. Sonuçta otel 254 milyon 500 bin TL’ye satıldı” diyen Vural, dışarıdaki gayrimenkul uzmanlarının 450 milyon lira değer biçtiği taşınmazın bu şekilde elden çıkarılmasının kamu zararı olduğunu söyledi. Vural, “Kendi söyledikleri rakamın yaklaşık 100 milyon lira altında satılması büyük soru işaretleri doğurdu. Burada Odunpazarı Belediyesi’nin geleceğine dair zarar verilmiştir. Konu CHP olunca birçok belediyede yolsuzluk iddiaları gündeme geliyor. Acaba Odunpazarı Belediyesi’nde de yine bir ‘baklava kutusu’ mu ortaya çıktı diye sormadan edemiyoruz. İnşallah böyle bir şey olmamıştır” ifadelerini kullandı.
“Odunpazarı’nın geleceği 100 milyon lira ucuza satıldı”
Emek Mahallesi’nde Fen İşleri’nin yanında bulunan hobi bahçeleriyle ilgili arazinin de satış gündemine geldiğini hatırlatan Vural,"Burhan Sakallı döneminde belediyenin geleceğine kaynak olması için Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılan bir otel binası vardı. Yaklaşık 2039 yılında sözleşmesi bitecekti. O günün şartlarına göre Yap-İşlet-Devret modeliyle verildiği için günümüzde kira miktarı düşük kalıyordu. Ancak yine de Odunpazarı’nın geleceği adına yapılmış bir hizmetti. Fakat Odunpazarı Belediyesi, benim yaklaşık 13 aydır ilçe başkanı olduğum süreçte, neredeyse her meclis toplantısında bir taşınmazın satış gündemine geldiğini görüyoruz. Arsalar, binalar, ticari yerler, otel gibi taşınmazların satışı bizi üzüyor. Özellikle bu otel ayrı bir parantez açmayı gerektiriyor. Mecliste 350 milyon lira bedel beklendiği açıklanmıştı. Ancak ihaleye 253 milyon 900 bin TL muammen bedelle çıkıldı. İhaleye yalnızca iki kişi şartname aldı ve tek kişi teklif verdi. Sonuçta otel 254 milyon 500 bin TL’ye satıldı." dedi Kendi söyledikleri rakamın yaklaşık 100 milyon lira altında satılması büyük soru işaretleri doğurdu. Dışarıdaki gayrimenkul uzmanlarının 450 milyon lira civarında değer biçtiği bir taşınmazın bu şekilde elden çıkarılması kamu zararıdır. Burada Odunpazarı Belediyesi’nin geleceğine dair zarar verilmiştir. Bizler şunu söylüyoruz: Konu CHP olunca, birçok belediyede yolsuzluk iddiaları gündeme geliyor. Odunpazarı Belediyesi’nde de acaba yine bir “baklava kutusu” mu ortaya çıkmıştır diye sormadan edemiyoruz. İnşallah böyle bir şey olmamıştır. Ancak tek teklif ile, rekabet ortamı oluşmadan bu satışın yapılması vicdanları yaralıyor. Belediyenin yapması gereken, ihaleyi iptal etmekti. Fakat duyduğumuza göre sözleşme imzalandı ve satış gerçekleşti. Bunun yanında Emek Mahallesi’nde, Fen İşleri’nin yanında bulunan hobi bahçeleriyle ilgili bir alan da gündeme geldi. 2022 yılında yeşil alandan imara açılmış, sonra akaryakıt istasyonu yapılmak istenmiş, mahkeme kararıyla iptal edilmişti. Sonrasında ticari alana çevrildi. Yaklaşık 2 bin metrekare olan bu yerin de satışının yapılacağı konuşuluyor. Bizler şunu söylüyoruz: Satmak bir şey değil, ama satarken Odunpazarı’nın geleceğini satmayın. Çünkü vatandaş bir mal satarsa yerine başka bir şey alır. Ancak belediye hiçbir şey almadan sadece satıyorsa, burada yanlış vardır" dedi.
“Eskişehir kültürüyle hiçbir ilgisi yoktur”
Odunpazarı’na yapılan “Komodo Merdiveni”ne de değinen Vural, “İstanbul Karaköy’deki tarihi bir yapının kopyasıdır. Eskişehir kültürüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu sanat değil, fotokopidir” diyerek, "Belediyenin şeffaflık iddiasına rağmen borçlarını açıklamaması da düşündürücüdür. Kısacası, Odunpazarı Belediyesi bugün heykellerle övünse de belediyecilik heykelle ölçülmez. Belediyecilik yol, hizmet ve eserle ölçülür. Heykel sanatın bir parçasıdır, kültürümüzün de bir parçasıdır. Ancak ithal sanatla değil, bu şehrin kendi sanatçılarıyla olur. Burhan Sakallı döneminde kurulan Cam Sanatları Atölyesi bugün yalnız bırakılmıştır. Oysa ahşap, pişmiş toprak, cam gibi sanat dallarında atölyeler kurularak Eskişehir’in kendi sanatçıları yetiştirilmelidir. Bugün yapılan festivallerde görüyoruz ki sanatçılar Eskişehir’den değil, dışarıdan getiriliyor. Bu da kalıcı bir sanat anlayışı kazandırmıyor. Sanat, bir şehrin kültürünü taşıyorsa anlamlıdır. Ancak başka bir şehirden kopyalanan eserler, burada kültürel değer oluşturmuyor. Örneğin, Odunpazarı’na yapılan “Komodo Merdiveni” bunun bir örneğidir. İstanbul Karaköy’deki tarihi bir yapının kopyasıdır. Eskişehir kültürüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu, sanat değil, fotokopidir. Biz Eskişehir’in kendi sanatçılarının yetiştirilmesini, sanatın bu toprakların kültürüyle bütünleşmesini istiyoruz. Çünkü her coğrafyanın, her şehrin kendi kültürel dokusu vardır. Bu dokuyu taşımak da ancak sanatla mümkündür" ifadelerini kullandı.