1994 yılında her 100 bin kadında 24 olan meme kanseri görülme oranının 2018'de 50’nin üzerine çıktığına dikkat çeken Dizen, bu artışın nedenlerini yaşam tarzı değişiklikleri, obezite, hareketsizlik, doğurmama, geç yaşta doğum gibi faktörlerle birlikte farkındalık ve tarama oranlarının artmasına bağladı.
"Tanı Genellikle İleri Evrede Konuluyor"
Doç. Dr. Dizen, Türkiye’de birçok hastada tanının ileri evrelerde konulduğunu belirterek, gelişmiş ülkelerde erken tanının daha yaygın olduğunu söyledi. Bu farkın temel sebebinin gelişmiş tarama sistemleri ve toplum bilinci olduğunu ifade etti. Meme kanserinden korunma yollarını da anlatan Dizen, sağlıklı yaşam tarzının ve bazı cerrahi ve ilaçla koruyucu yöntemlerin riski ciddi oranda düşürdüğünü söyledi. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarına sahip bireylerde, meme aldırma (profilaktik mastektomi) ile riskin %95’e kadar azaltılabileceğini belirtti.
"Mamografi En Etkili Tarama Yöntemi"
Mamografinin hastalık klinik belirti vermeden önce tanı koymada en etkili görüntüleme yöntemi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Dizen, dijital mamografinin düşük radyasyonla yüksek çözünürlük sunduğunu ve erken teşhis şansını artırdığını söyledi. Tedavi başarısında erken tanının yanı sıra multidisipliner yaklaşımın da büyük rol oynadığını belirten Dizen, hastaya özel planlanan cerrahi, kemoterapi veya hormon tedavilerinin başarı oranlarını artırdığını kaydetti. İleri evre meme kanserinde ise sistemik tedaviye öncelik verilmesinin; tümörün küçülmesi, cerrahi seçeneklerin artması ve lenf nodlarının korunması gibi avantajlar sağladığını ekledi.
0