Seyitgazi ilçesi Çukurca-Şükranlı mevkilerinde başlayan ve kısa süre sonra Büyükyayla bölgesine sıçrayan yangınla ilgili il binasında basın açıklaması yapan Hasan Demir, yangında şehit olan 10 kişinin ardından bölgedeki müdahale sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yangının şu sıralarda kısmen kontrol altına alındığını, ancak yeniden büyümemesi için çalışmaların sürdüğünü ifade eden Demir, hayatını kaybeden orman işçileri ve AKUT gönüllülerine Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Yangın sahasında görev yapan tüm personele kolaylıklar dileyen Demir, 24 Temmuz Perşembe günü sabah saatlerinde bölgeye giderek incelemelerde bulunduğunu belirtti. Demir, burada Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve diğer yetkililerle görüştüklerini ve bilgiler aldıklarını belirterek teşekkür etti.
Ancak yaşananlar karşısında bazı soruların kaçınılmaz hale geldiğini ifade eden Demir, şunları söyledi:
“İki ayrı yangın tesadüf mü?”
Demir, aynı ilçe sınırlarında ve yaklaşık 17 kilometre mesafede kısa süre içerisinde iki ayrı yangının çıkmasını tesadüfle açıklamanın mümkün olmadığını belirterek, “Hele ki söz konusu vatansa, benim tesadüflerle işim yoktur” dedi.
“Koordinasyon kimde? İletişim neden sağlanamadı?”
Yangın sürecinde hangi kurumun koordinasyonu sağladığının belli olmadığını öne süren Demir, AFAD ve Orman Genel Müdürlüğü arasında görev dağılımının net olmadığını savundu. OBAK (Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma) personelinin bölgeden ayrılabildiğini ancak şehit olan orman işçileri ve gönüllülerin neden ateşin içinde kaldığını sorgulayan Demir, iletişim eksikliğine dikkat çekti.
AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Barış Altan Doğan’ın “Yangının olduğu alanda telsiz ve telefon iletişimi mümkün değil. Role kurmamıza rağmen telsizden haberleşemedik” açıklamasını hatırlatan Demir, sağlıklı iletişimin sağlanamadığını belirtti. Demir ayrıca, bölgede şebeke sorununun, Turkcell’in mobil baz istasyonunun bölgeye gönderilmesiyle geçici olarak çözüldüğünü, ancak bakanlık yetkilileri ile siyasiler bölgeye geldikten sonra daha etkin takviyelerle sorunların aşılmaya çalışıldığını belirterek ironiyle teşekkür etti.
“Tecrübesiz personel mi görevlendirildi?”
Yangın sezonu başlamadan hemen önce Orman Genel Müdürlüğü’ne personel alımı yapıldığını ifade eden Demir, bu personellerin yangınla mücadele için yeterli eğitimden geçirilip geçirilmediğinin tartışmalı olduğunu söyledi. Şehit olan orman işçisi Tolunay Kocaman’ın henüz bir aylık görev süresinde olduğunu hatırlatan Demir, “Tolunayımız tek bir örnek değil, bunu siz de biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Yangın alanında maden ruhsatı mı var?”
Yangının çıktığı ve Kütahya yönüne yayılması beklenen bölgede maden ruhsat başvurusu olup olmadığını da soran Demir, gözaltına alındıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılan iki kişinin bu faaliyetlerle ya da “Ateşin Çocukları” adlı örgütle bir bağlantısının olup olmadığının araştırılması gerektiğini söyledi. Demir, Cumhuriyet Başsavcılığı ve ilgili makamların bu soruları araştıracağına inandıklarını ifade etti.
“Şatafat değil, güven istiyoruz”
Açıklamasında Atatürk’ün doğaya verdiği öneme vurgu yaparak, Yürüyen Köşk ve Ankara’nın imarı sırasında Atatürk’ün ağaçlandırma hassasiyetine dikkat çekti. Bugünün yöneticilerine mesaj verdiğini ifaden eden Demir, “Kadınlarımızı, çocuklarımızı, hayvanlarımızı kendimiz korumak zorunda kaldığımız; artık doğamızın da güvende olmadığını bildiğimiz yurdumuzda, her yönden kendi güvenliğimizi kendimiz sağlamak zorundayız. Buna mecbur bırakılıyoruz” dedi.
Devletin vatandaşına sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Demir, yangınların neden çıktığının araştırılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti. Açıklamasının sonunda, “Artık bu konuda devletten gerekli hassasiyetleri bekliyoruz ve ivedilikle üstüne düşülmesini yalnızca Zafer Partisi adına değil Türk milleti adına talep ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
