Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özer Çelik, Eskişehir Türk Ocağı’nın düzenlediği etkinlik kapsamında “Yapay Zekâ Gölgesinde Gelecek Tasavvuru” başlıklı kapsamlı bir konuşma gerçekleştirdi. Türk Ocağı salonunu dolduran katılımcılar, hem akademik hem de günlük yaşamı ilgilendiren yönleriyle yapay zekânın dünyayı nasıl dönüştürdüğüne ilişkin önemli değerlendirmeler dinledi.
Doç. Dr. Çelik, konuşmasının giriş bölümünde yapay zekânın insanlık tarihindeki dönüşümler arasında en hızlı ilerleyen ve en kapsamlı dönüşümü doğuran teknoloji olduğuna dikkat çekti. Yapay zekânın etkilerinin, yalnızca teknoloji başlıklarıyla sınırlı kalmadığını; eğitimden bilgi üretimine, kültürden güvenlik politikalarına kadar geniş bir alanı etkilediğini belirtti.
Konuşmasında yapay zekânın tarihsel evrimini anlatan Çelik, sembolik yapay zekâ döneminden makine öğrenmesine, oradan derin öğrenmeye uzanan gelişim çizgisini özetledi. Bugün artık RAG mimarileri (Retrieval Augmented Generation), agentic AI sistemleri ve kendi kendine hareket eden yazılım ajanları sayesinde yapay zekânın yalnızca soru cevaplayan bir sistem olmaktan çıktığını, görev icra eden, karar verebilen, hareket planlayabilen otonom yapılara dönüştüğünü vurguladı.
Çelik, “Erken teşhisten çimento üretimine, bankacılıktan dijital ikiz teknolojilerine, tarımdan savunmaya kadar birçok sektörde verimliliği artıran ve insan hatasını azaltan güçlü uygulamalar artık günlük yaşamın parçası hâline geldi” dedi.
Konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde Çelik, geleceğin dünyasında insanın sezgisel gücü ile yapay zekânın hesaplama kapasitesinin birleşeceği yeni bir ortaklık doğacağını ifade etti.
“Geleceğin profesyonelleri, yapay zekâyı rakip olarak değil, çalışma arkadaşı olarak görecek” diyen Çelik, yeni nesil üretim ve karar alma süreçlerinin hibrit bir yapıya kavuşacağını belirtti.

“Bazı meslekler risk altında, ancak yeni uzmanlıklar doğuyor”
Yapay zekânın iş dünyasına etkilerini de değerlendiren Çelik, otomasyonla beraber bazı mesleklerin önemini yitireceğini, ancak aynı oranda yeni uzmanlık alanlarının ortaya çıktığını söyledi. Eğitim sisteminin de bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini vurguladı.
“Ezbere dayalı eğitim anlayışı artık geçerliliğini yitiriyor. Eğitim, kişiselleştirilmiş ve üretken düşünmeyi merkeze alan bir yapıya evriliyor. Öğrencilerin yapay zekâyı doğru kullanmayı öğrenmeleri, gelecekteki rekabet güçlerini belirleyecek” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Çelik yapay zekânın karanlık yüzüne de dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:
Dezenformasyon ve deepfake içeriklerin artması
Bireysel mahremiyetin tehdit altına girmesi
Güvenlik açıklarının büyümesi
Yapay zekâya erişimde eşitsizliklerin toplumsal uçurumu derinleştirmesi
Çelik, “Bu çağda en büyük güç sadece bilgi değil, uyum sağlama becerisi olacak. En büyük değer ise etik duruş, merhamet ve insanlık olacaktır” dedi.
Türkiye’nin genç nüfusu, üniversite kapasitesi ve teknoloji yatırımlarının ülkeyi yapay zekâ yarışında önemli bir konuma taşıyabileceğini söyleyen Çelik, doğru politikalar, etik odaklı yaklaşımlar ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye’nin ciddi bir sıçrama yapabileceğini belirtti.
Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği söyleşi, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Program sonunda Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, Doç. Dr. Özer Çelik’e şükran beratı takdim ederek katkılarından dolayı teşekkür etti.