Akdoğan, “Bu eleman ve personel eksikliği, arka planda meslek liselerinde okuyan teknik eleman adaylarının yeterince yetiştirilememesinden kaynaklanıyor. Bizler hem teorik hem pratik bilgileri alabilmemiz için sahalarda olmalıyız. O çocukları ‘ağaç yaşken eğilir’ anlayışıyla yetiştirmemiz gerekiyor. Ancak bunu yaparken her türlü tedbiri almak şart. Çünkü çocuklarımız bizim için çok kıymetli.” dedi. Çocuk işçiliği kavramına da değinen Akdoğan, işverenlere önemli uyarılarda bulundu: “Kimse evladını kaza geçirsin diye iş yerine göndermiyor. Çocuk işçi çalıştırıyorsanız, her türlü tedbiri almak zorundasınız. Her türlü güvenlik önlemi sağlanmalı.” ifadelerini kullandı.
Avrupa’daki mesleki eğitim modelinden örnek veren Akdoğan, “Avrupa’da da meslek liselerinde okuyan çocuklara çok güvenli ortamlar sağlanarak eğitim veriliyor. Benim ifade etmek istediğim de bu: Güvenli ortamların işverenler tarafından sağlanması.” dedi. Üniversite sonrası meslek öğrenmenin zorluğuna dikkat çeken Akdoğan, “Üniversiteden mezun olma yaşı 21–22. Bu yaşlardan sonra meslek öğrenmek çok zor. Bizim mesleğimiz ihtisas gerektiren bir alan. Tıpkı terzilik, marangozluk veya tornacılık gibi. Yanlış yapıldığında yangınlara, ölümlü kazalara neden olabilir.” diye konuştu. Son olarak mesleki eğitimin ülke geleceği için kritik olduğunu vurgulayan Akdoğan, “Türkiye’nin eğitimli sanatkârlara ihtiyacı var. Herkes üniversite mezunu olacak anlayışı yanlış. Bizim çocuklarımızı yeniden meslek liselerine yönlendirmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı pamuklara sarar gibi koruyarak, onlara meslek öğretmeliyiz.” dedi.
