Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hücresel Tedavi ve Kök Hücre Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESTEM), farklı disiplinleri bir araya getirmesi, Ar-Ge programı ve akademik eğitim yönüyle Türkiye’deki tek kök hücre merkezi olarak çalışmalarına devam ediyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hücresel Tedavi ve Kök Hücre Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESTEM), 2014 yılında kurulduğu günden itibaren bilimde adeta çığır açan kök hücre alanında çalışmalarına devam ediyor. Merkezde tıp, mühendislik, eczacılık ile klinik tıp alanları başta olmak üzere farklı disiplinlerden akademisyenler ve araştırmacılar bulunuyor. Yerli araştırmacıların yanı sıra yaklaşık 40 yabancı yüksek lisans ve doktora öğrencisinin de aktif olarak çalışma yürüttüğü merkezde, hücresel tedaviden iyileşmeyen yaraları iyileştirmeye yönelik ve kanserli dokulara ilişkin çalışmalar yapılıyor. Türkiye’de ikinci Kök Hücre Anabilim Dalı olma özelliğini taşıyan ESTEM, Ar-Ge ve disiplinler arası çalışma yöntemiyle ülkenin tek kök hücre merkezi olarak çalışıyor. “Dünyada örnekleri çoktu ama ülkemizde yoktu” Merkezin çalışma yöntemini ve özelliklerini anlatan ESTEM Müdürü Doç. Dr. Ayla Eker Sarıboyacı, “ESTEM ülkemizde benzeri bulunan 4 ya da 5 merkezden birisi. Son yıllarda aldığımız proje destekleriyle çok farklı ve alanında tek hale geldik. Mikro organ platformlarını ürettiğimiz ve mühendislik başta olmak üzere çeşitli disiplinleri de bir araya getiren bir merkez haline gelmesiyle de ülkedeki tek kök hücre merkezi haline geldi. ESTEM, bir taraftan kök hücre araştırmalarını yürütürken kök hücre dışındaki tüm hücreleri de kendisi üretebilme, çalışma yürütenlerin hizmetine sunabilme ya da merkez olarak üzerinde AR-GE çalışması yapabilme kabiliyetinde. Burası sadece bir AR-GE merkezi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ikinci Kök Hücre Anabilim Dalı’nı kurdu. Yine bizim ekibimiz ilk anabilim dalını kurmuştu. Dünyada örnekleri çoktu ama ülkemizde yoktu. Dolayısıyla anabilim dalı olması özelliği, aynı zamanda eğitimi de yerine getirebilen bir merkez oldu. Lisansüstü ve doktora öğrenimi de bu merkezde yürütülmekte. Biz hem bir kök hücre merkeziyiz hem bir araştırma uygulama merkeziyiz ve hem de kök hücre anabilim dalı olarak da eğitim veriyoruz. Burada 40’a yakın yüksek lisans ve doktora öğrencisi var. Bunların içerisinde yurt dışından gelen yabancı uyruklu öğrencilerimiz de var. Böylelikle merkez aynı zamanda bilim insanı yetiştirmeye de katkı sağlıyor” diye konuştu. “Multidisipliner ve interdisipliner bir ekibiz” Farklı disiplinleri bir araya getirerek geniş bir yelpazede çalışma yürüttüklerini kaydeden ESTEM Mems ve Doku Mühendisliği Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Hüseyin Avcı, “Biz burada mühendislik ve temel bilimler ekibi olarak ESTEM’e entegre olmuş, multidisipliner ve interdisipliner bir ekibiz. Ekibimizin içerisinde temel tıptan, doktor hocalarımıza kadar, mühendislik alanından eczacılığa kadar, fen fakültesinden farklı birimlere kadar aktif bir şekilde hocalarımız ve öğrencilerimiz bulunmakta. Çalışma alanlarımız kök hücre ve hücresel tedaviden başlayıp çip organlar, biyo sensörler, iyileşmeyen yaraları iyileştirmeye yönelik hücre ve hücre komponentlerini içeren yaklaşımlar, aynı zamanda toksin madde analizleri, kanserli dokular üzerinde çalışmalar gibi ESOGÜ hastanesi ile iş birliği içerisinde faz aşamasında olan çalışmalarımızla beraber hayvanlar üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Farklı disiplinlerle farklı çalışmalar yapmanın bana çok katkısı oldu” ESTEM’de edindiği tecrübenin akademik hayatına önemli ölçüde katkı sağladığını belirten Moleküler Biyoloji alanından Doktora Sonrası Araştırmacı Dr. Burcugül Altuğ Tasa, “Bu merkezde farklı disiplinlerle farklı çalışmalar yapmanın bana çok katkısı oldu. Ben daha temel bilim olan moleküler biyolojiden gelmiştim. Biz bu kadar farklı disiplinlerle çalışmadık. Burada mühendislik, eczacılık ve klinikten olan hocalarımızla birlikte çok farklı çalışmalar gerçekleştiriyoruz” dedi.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *