Türkiye'de altın madenciliği, çevresel ve sosyal etkileri nedeniyle tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Erzincan'ın İliç ilçesi gibi birçok bölgede siyanür kullanılarak altın çıkarılması, çevre ve halk sağlığı üzerinde ciddi endişelere yol açıyor. Avrupa ülkelerinin çoğunda yasaklanmış olan siyanürle altın üretimi, Türkiye'de hâlâ devam ediyor. Bu durum, gönüllü kuruluşlar, meslek odaları ve akademisyenler tarafından eleştiriliyor.Altın madenciliği faaliyetleri, Uşak, Erzincan, Ordu, İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Ağrı gibi birçok ilde yoğunlaşmış durumda. Bu süreçte kullanılan kimyasallar, çevreye zarar veriyor ve yer altı sularını kirletiyor. Üstelik madenlerden elde edilen altının sadece küçük bir kısmı ülke ekonomisine katkı sağlıyor.Maden havuzlarında biriken siyanürlü su, deprem gibi doğal afetlerle taşınabilir ve çevreye ciddi zararlar verebilir. Bu durum, su kaynaklarının, tarım arazilerinin ve canlı yaşamının tehlikeye girmesine neden olabilir. Ayrıca, madencilik faaliyetleri nedeniyle yaşanan toplu balık ölümleri ve kuşların ölümü gibi olumsuz etkiler de gözlemleniyor.Anagold gibi şirketlerin faaliyetleri ve vergi muafiyetleri, kamuoyunda tartışmalara yol açıyor. Yeni Maden Yasası'nın getireceği kolaylıklar, madencilik sektörünün daha da genişlemesine olanak tanıyabilir, ancak çevresel ve sosyal maliyetler göz ardı edilmemelidir.Sonuç olarak, Türkiye'de siyanürle altın üretiminin yasaklanması, çevresel ve sosyal etkilerin azaltılması için atılması gereken önemli bir adımdır. Sorumluların yargılanması ve ekolojik tahribata yol açan projelerin durdurulması, sürdürülebilir bir gelecek için elzemdir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *