Akar, toplu sözleşme taleplerinin hizmet kollarına göre ayrı ayrı Kamu İşveren Heyeti’ne sunulduğunu, sürecin tasnif ve tanziminin yapıldığını ve kamuoyuyla paylaşıldığını dile getirerek, “Süreç boyunca memurun özlük ve mali haklarının iyileştirilmesi için ciddi bir mücadele verdik. Ancak zam oranları üzerinden hükümetle anlaşmaya varılamadı” dedi.
Toplu sözleşme sürecinde 11 hizmet kolunda toplam 58 kazanım sağlandığını belirten Akar, zam oranları konusunda anlaşma sağlanamayınca konunun Hakem Heyeti’ne taşındığını ifade etti. Memur-Sen olarak geçmişte Hakem Heyeti’nin kararlarının adaletli olmadığını düşündükleri için konuyu heyete götürmediklerini, bunun üzerine Kamu İşveren Heyeti’nin konuyu Hakem Heyeti’ne taşıdığını açıkladı.
Süreç boyunca eylem ve sosyal medya çalışmalarıyla taleplerin dile getirildiğini anlatan Akar, 18 Ağustos’ta Türkiye genelinde iş bırakma eylemleri düzenlendiğini, Eskişehir’den 8 otobüsle Ankara’ya gidilerek protesto mitingine katıldıklarını kaydetti.
Akar, memurların ve emeklilerin ekonomik durumuna dikkat çekerek, “Emekliler açlık sınırında, memurlar yoksulluk sınırının altında. Taban aylığa yapılması gereken iyileştirme yapılmadı. 3600 ek gösterge talebimiz ise karşılık bulmadı. Ev kiraları yüksek, çocuk ve aile yardımları yetersiz” ifadelerini kullandı.
Hakem Heyeti’nin 2026 ve 2027 yılları için belirlediği zam oranlarına da değinen Akar, “Hakem Kurulu üzerinde oluşturduğumuz baskı ile ek ödemeler ve tazminatlarla ilgili bazı düzenlemeler sağlandı. Ancak gelir farkı makası hâlâ büyük” dedi.
Memur-Sen’in 11 hizmet kolunda sağlanan 58 kazanımı korumak amacıyla Hakem Kurulu’nda yer aldığını belirten Akar, diğer siyasi partilerin toplu sözleşme sürecine müdahil olmadığını ifade ederek, “Meclis açıldığında bu konuda üzerinize düşeni yapın” çağrısında bulundu.
Akar, konuşmasını, “Bizim derdimiz memurun ve emeklinin gelir seviyesini daha iyi noktalara taşımaktır. Bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” sözleriyle tamamladı.
