“Kaynaklarımızı Yitiriyoruz”
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, panelin açılışında yaptığı konuşmada, su kaynaklarının giderek azaldığına dikkat çekti.
“Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği, 1954 yılında kurulmuş bir meslek kuruluşudur. Bugün Ziraat Mühendisleri Odası, 70 bin üyesiyle Türkiye genelinde hizmet veriyor. Bugün burada bulunmak bizim için onur kaynağı,” diyen Güder, hızla artan nüfusun su ve gıda kaynaklarını tehdit ettiğini vurguladı.
FAO verilerine değinen Güder, “2050 yılına kadar gıda üretiminin yüzde 60, su tüketiminin ise yüzde 15 artması bekleniyor. Peki bu artış karşısında tarım topraklarımız yeterli mi?” diye sordu.
Birleşmiş Milletler’in Türkiye’yi “su stresi altındaki 17 ülke” arasında gösterdiğini belirten Güder, “22 Mart 2022’de yine bu salonda ‘Sularımız kesilse ne hissederiz?’ diye sormuştum. Bugün o tabloyu birçok ilde yaşamaya başladık,” ifadelerini kullandı.
Güder konuşmasını Atatürk’ün sözleriyle sonlandırdı:
“Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Milli ekonominin temeli tarımdır’ sözüyle bitiriyorum. Su, tarım ve geleceğimiz için hep birlikte çalışmalıyız.”
“Yüzyıllık Sorumluluk”
Panelde konuşan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Koyuncu, Ziraat Fakültesi’nin tarihi ve tarımın geleceğine ilişkin önemli bilgiler paylaştı.
“13 Aralık 1925’te Atatürk’ün talimatıyla şu anda bulunduğumuz yerleşkede Tohum Enstitüsü kuruldu. 1929’da Kuru Tarım Enstitüsü adını aldı. Bugün, neredeyse 100. yılında yine aynı konuları konuşuyoruz.” dedi.
Koyuncu, küresel ısınma ve su kıtlığına dikkat çekerek, “8 milyardan fazla insanın karnını doyurmak, 85 milyon vatandaşımıza güvenilir gıda sağlamak büyük bir sorumluluk. Biz bu sürecin akademik tarafında yer alarak çözüm üretmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yeni tarım teknolojilerinin önemine değinen Koyuncu, “Suyu nasıl tasarruflu kullanacağız? Kuru tarıma uygun bitkileri nasıl geliştireceğiz? Bu sorulara yanıt arayacağız.” dedi.
“Suya Vefa, Nimete Hürmet”
Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, doğanın insanoğlu tarafından yavaş yavaş tüketildiğine vurgu yaptı: “Yeryüzü tuvaline çizilmiş tabiat resminden daha yüce bir sanat yoktur. Fakat insan kaynaklı sebeplerle bu güzellikler silinmektedir.” dedi.
Kapanoğlu, suyun sınırsız bir kaynak olmadığına dikkat çekti:
“Özellikle Eskişehir gibi suya erişimin kolay olduğu şehirlerde bu yanılgıya düşüyoruz. Ancak yağışların azalması ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle tarım arazilerimiz ve yeraltı su kaynaklarımız kuraklık tehdidiyle karşı karşıya.”
İklim krizine karşı bireysel sorumluluğun da önemine değinen Kapanoğlu, “‘Benim elimden ne gelir ki?’ demek yerine, ‘Ben neler yapabilirim?’ diyerek farkındalık yaratmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasını teşekkürle bitiren Kapanoğlu, “Vatanseverlik, bu ülkenin bir damla suyuna dahi sahip çıkmaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.
“Su Bir Kaynak Değil, Emanettir”
Eskişehir Vali Yardımcısı Adem Keleş, suyun tarih boyunca medeniyetlerin temelini oluşturduğunu hatırlattı: “Nil olmadan Mısır’dan, Dicle ve Fırat olmadan Mezopotamya’dan, Sakarya olmadan Eskişehir’den söz etmek mümkün değildir. Su, yalnızca bir doğa unsuru değil; aynı zamanda kültürümüzün ve ekonomimizin parçasıdır.”
Keleş, Türkiye’nin su kıtlığı açısından riskli bir ülkede yer aldığını belirterek, “Yağış rejimleri bozuluyor, yeraltı suları çekiliyor, göllerimiz küçülüyor. Eskişehir özelinde Sakarya Nehri Havzası’nda su potansiyeli azaldı, Porsuk Çayı çevresinde sulama alanları daraldı.” dedi.
“Su yoksa tarım yoktur; tarım yoksa yaşam sürdürülemez.” diyen Keleş, damlama ve yağmurlama sistemlerinin yaygınlaştırılması, kuraklığa dayanıklı bitkiler ve dijital tarım uygulamalarının geleceğimiz açısından hayati olduğunu vurguladı.
“Küllüoba’dan 5200 Yıllık Mesaj”
Panelin son açılış konuşmasını gerçekleştiren Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce oldu. Ünlüce, Eskişehir’in kuru tarım tarihine dikkat çekerek, “Eskişehir, 1929’da Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Dry Farming laboratuvarıyla bu alanda öncü bir şehir olmuştur. Bu mirasa sahip çıkmak zorundayız.” dedi.
Küllüoba kazısına da değinen Ünlüce, “Küllüoba bize 5200 yıl öncesinden mesaj veriyor. O dönem kuraklık yaşandığında sulu tarım bırakılmış, kuru tarıma geçilmiş. Tarih bize yol gösteriyor, bu sese kulak vermeliyiz.” ifadelerini kullandı.
“Bu panelin yalnızca Eskişehir için değil, tüm Türkiye için faydalı sonuçlar doğurmasını diliyorum.” diyen Ünlüce, su ve tarım bilincinin toplumun her kesiminde yaygınlaşması gerektiğini vurguladı.
Çözüm Arayışında İki Oturum
Açılış konuşmalarının ardından panelin birinci oturumu başladı. Bu oturumda;
• Prof. Dr. Onur Koyuncu (Ziraat Fakültesi Dekanı)
• Prof. Dr. İmren Kutlu (ESOGÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü)
• Doç. Dr. Koç Mehmet Tuğrul (ESOGÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi)
konuşmalarını gerçekleştiriyor.
İkinci oturumda ise;
• İlayda Altıntaş (Çiftçi),
• Selma Güder (TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı),
• Hasan Çakıllı (Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü)
konuşmalarını gerçekleştirecek.
