Eskişehir Haber Eskişehir Gündem SES Eskişehir Şubesi’nden toplu sözleşme öncesi açıklama: “Sosyal hizmet çalışanları sosyal hizmete muhtaç hale geldi”

SES Eskişehir Şubesi’nden toplu sözleşme öncesi açıklama: “Sosyal hizmet çalışanları sosyal hizmete muhtaç hale geldi”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eskişehir Şubesi, yaklaşan 2026-2027 toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde çalışma koşullarına, ücret adaletsizliklerine ve sosyal hizmet alanında yaşanan yapısal sorunlara dikkat çekerek mücadele çağrısı yaptı. SES Eskişehir Şubesi Eş Başkanı Bülent Yıldırım, sosyal hizmet çalışanlarının her geçen gün artan baskı, iş yükü ve ekonomik zorluklar altında ezildiğini belirtti.

Haberleri

Yıldırım, sosyal hizmet emekçilerinin içinde bulunduğu zor koşullara dikkat çekerek, personel yetersizliği nedeniyle artan iş yoğunluğu, uzayan çalışma süreleri, mesleki standartlara uygunluğun ortadan kaldırılması, ücretlerin giderek erimesi ve artan şiddet olayları nedeniyle yaşanan sorunların son ekonomik krizle birlikte daha da derinleştiğini söyledi. Pandemi döneminde 21 güne varan kesintisiz blok çalışma uygulandığını ve bu süreçte maske gibi temel koruyucu ekipmanların dahi zamanında temin edilemediğini belirten Yıldırım, çalışanların izin haklarını da tam kullanamadığını ifade etti.

Kurumlardaki torpil ve kayırmacılığın en küçük birimlere kadar sirayet ettiğini, sosyal yardımlar ve huzurevi işlemlerinde referansla hizmet verildiğini kaydeden Yıldırım, görevde yükselme ve atamalarda mülakat adı altında yapılan haksızlıklara karşı mücadelelerinin sürdüğünü dile getirdi. Ek ders karşılığı işe alım yoluyla kadroya geçiş sağlandığına dair çok sayıda şikayet aldıklarını belirten Yıldırım, bu konuda gerekli araştırmaları yaptıklarını da vurguladı.

Sosyal hizmet alanında 7/24 hizmet veren çalışanların ulaşım (servis), barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını, tatil bölgeleri ve büyükşehirlerde barınma sorununun yaygın olduğunu aktaran Yıldırım, olağanüstü durumlarda fizyolojik ihtiyaçların bile karşılanamadığını ve sosyal hizmetin siyasi rant malzemesine dönüştüğünü söyledi. Bu nedenle temel mücadelelerinin yoksullaşmamak, yoksullaştırmamak ve insanca yaşam koşullarının oluşturulması olduğunu ifade etti.

Toplu sözleşme sürecine sendika ayrımı yapmadan birlikte örgütlenerek girilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, olmazsa olmaz taleplerini ise şöyle sıraladı: grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası; tüm çalışanların 657 4/A kapsamına alınması; tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi; çalışanlardan alınan verginin %10’da sabitlenmesi.

Sosyal Hizmet İş Koluna ilişkin toplu sözleşme taleplerini de paylaşan Yıldırım, özel gereksinimli bireyler, çocuklar, yaşlılar ve kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışan tüm emekçilere istihdam biçimine bakılmaksızın ek ödeme oranlarına 20 puan ilave edilmesi, kadrolu istihdam sağlanması ve sosyal hizmet tazminatı verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, "sosyal çalışma görevlisi" tanımının kaldırılması, mesleki sorumluluk sınırlarının belirginleştirilmesi, keyfi görevlerin engellenmesi, mesleki raporlara müdahale edilmemesi, yatılı kuruluşlardaki nöbet ücretlerinin artırılması, fazla çalışmaların ücretlendirilmesi ve icap nöbet ücretlerinin artırılması gerektiğini kaydetti.

Yıldırım ayrıca, genel idari hizmet sınıfı işlerini fiilen yapan yardımcı hizmetlilerin sınavsız olarak GİH kadrosuna alınmasını, çocuk eğiticilerinin sağlık hizmetleri sınıfına geçirilmesini, vekâleten idareciliğin kaldırılarak liyakat esaslı atamaların yapılmasını, tayin ve yer değiştirmede mevcut kısıtlamaların kaldırılmasını, sosyal hizmetlerde görev yapanların güvenliğinin sağlanmasını, anadilinde çocuk bakım merkezleri ve kreş hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını, işe gidiş gelişlerde servis veya ulaşım ödeneği sağlanmasını, hukuksuz OHAL/KHK uygulamalarının iptal edilmesini, tüm emekçilere 3600–7200 ek gösterge verilmesini ve yıpranma payı olarak yıllık 90 gün fiili hizmet süresi uygulanmasını talep ettiklerini ifade etti.

Son yedi toplu sözleşme döneminde mutabakat altına alınan fakat uygulanmayan maddelerin olduğunu hatırlatan Yıldırım, demokratik ve özgür bir örgütlenme ortamı sağlanmadıkça bu düzende kazanım elde edilemeyeceğini belirtti. Türkiye’deki kamu emekçilerinin mücadele tarihinde kazanımların yalnızca iş yerlerinden, alanlardan ve meydanlardan yürütülen fiili ve meşru mücadele ile elde edildiğini belirten Yıldırım, SES olarak da bu mücadele hattından vazgeçmeyeceklerini ve seslerini yükseltmeye devam edeceklerini vurguladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *