Gerçek maaşların net olduğunu ifade eden Özatak, “Kamu işçisinin ortalama maaşı yaklaşık 35 bin liradır. Bu maaştan yüzde 27 oranında vergi kesilmektedir. Memur maaşında gözümüz yoktur; 4/D kadrosunda çalışan hemşire, mikrobiyolog, biyolog ve yüzlerce yüksek lisans mezunu kalifiye işçiler vardır. Ancak çalışma şartlarında ve sosyal haklarda derin ayrımlar vardır” dedi.
Sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin gece gündüz, bayram tatil demeden, vardiya usulü çalıştığını hatırlatan Özatak, acil servis, yoğun bakım, ameliyathane, huzurevi ve engelli bakım merkezlerinde görev yaptıklarını, insan hayatı ve sağlığı için her an sorumluluk üstlendiklerini söyledi.
Pandemi döneminde sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin ailelerinden ve sevdiklerinden aylarca ayrı kaldığını, canı pahasına görev yaptığını, hastane koridorlarında, bakım evlerinde ve sahada gece gündüz çalıştığını hatırlatan Özatak, “Bu ülkenin en zorlu günlerinde hayatın devam etmesi için omuz omuza mücadele ettik” diye konuştu.
Kamu kurumlarında aynı çatı altında çalışmalarına rağmen çalışma saatleri, izin hakları, fazla mesai uygulamaları ve sosyal haklar konularında işçiler aleyhine ciddi farklılıklar bulunduğunu dile getiren Özatak, “Bizim talebimiz; başkasının hakkına göz dikmek değil, eşitlik ve adaletin sağlanmasıdır. ‘Sağlık bir ekip işidir’ düsturu ile hareket ediyor ve herkesin hakkı olanı alması yönünde mücadele ediyoruz. Gerçeklerin çarpıtılması yerine, tüm emekçilerin ortak hak mücadelemize katkı sunmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.