Özellikle şehir hastanelerinde servislerde görev yapan hemşireler haftalık 40 ila 60 saat, yoğun bakım ünitelerinde ise 55 ila 70 saat arasında çalışıyor. Bu durum aylık 220 ila 240 saate denk geliyor. Yunus Emre Devlet Hastanesi ve Osmangazi Üniversitesi Hastanesi gibi kurumlarda da benzer bir yoğunluk yaşanıyor.
Her sağlık çalışanı ayda ortalama 1,5 kat fazla mesai yapıyor. Ancak bu yoğunluğun karşılığı yalnızca yaklaşık 10 bin TL fazla mesai ücretiyle sınırlı kalıyor. Yapılan iş yükü ile alınan ek ücret arasında büyük bir fark bulunuyor.
Kamu çalışanlarıyla yapılan kıyaslamalara göre bir hemşire, yaklaşık 1,8 öğretmen mesaisi yapıyor. Vergi dairesi, tapu, valilik ve adliye gibi kurumlardaki memurlardan da ortalama 1,6 kat daha fazla çalışıyor. Çalışma temposu bakımından polislerle neredeyse aynı seviyede bulunuyor.
Yoğun çalışma temposuna rağmen maaşlarda anlamlı bir farklılık olmadığına dikkat çekiliyor. Hemşire maaşları ortalama 63 bin TL iken, öğretmenlerin maaşı 68 bin TL, diğer memurların maaşı ise yaklaşık 60 bin TL seviyesinde.
Sağlık çalışanları yalnızca fazla çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda 7 gün 24 saat esasına dayalı bir sistemle görev yapıyor. Afet, sel, deprem, yangın, pandemi gibi olağanüstü durumlarda herkes evindeyken, ilk çağrılan yine sağlık personeli oluyor. Sağlık hizmeti hiçbir zaman durmadığı gibi, bu hizmeti sürdürenlerin de molası olmuyor.
Personel yetersizliği, artan iş yükü ve sosyal hayattan uzaklaşma nedeniyle sağlık çalışanlarının motivasyonu giderek azalıyor. Ailelerinden uzak kalan, çocuklarını göremeyen çalışanlar için hayat büyük oranda hastane koridorlarında geçiyor. “3 çocuk yapın” çağrılarının yapıldığı bir ortamda, çocuklarına zaman ayıramayan anne babaların durumu göz ardı ediliyor.
Ayda 1,5 kat fazla çalışmasına rağmen sağlık çalışanlarının ortalama bir memur maaşı aldığına dikkat çeken yetkililer, bu durumun hem maddi hem de manevi olarak büyük bir tükenmişliğe yol açtığını belirtiyor.
Eskişehir Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, “Sağlık çalışanları seslerini duyurmak istiyor. Bu yalnızca bir talep değil, bir çığlıktır” ifadelerini kullandı.
