Eskişehir Osmangazi Üniversitesi önünde bir araya gelen kadın öğrenciler, kadına yönelik şiddete, cinsel saldırılara ve ayrımcılığa karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadınlar adına açıklamayı yapan Gizem Köksal, “Güvende değiliz! Şiddete, tacize, tecavüze karşı başkaldırıyoruz!” ifadeleriyle sözlerine başladı.
Köksal, toplumun her alanında kadına yönelik şiddetin “dinci-faşist devlet politikalarıyla derinleştiğini” savunarak, kadınların ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin en ağır yükünü taşıdığını ifade etti. Açıklamada, iş yerlerinden evlere, sokaklardan kampüslere kadar her alanın kadınlar için bir sömürü ve şiddet mekanı haline geldiği vurgulandı.
Kadınların, açlığa mahkûm edildiği, cinsiyetçiliğe uğradığı, evlere hapsedildiği, toplumsal yaşamdan dışlandığı belirtilen açıklamada, “Bu saldırılar yeni değil, giderek artıyor. Kapitalist sistemin çürümüş ataerkil yapısı tüm toplumsal değerleri kadınlara baskı kuracak şekilde yeniden üretiyor” denildi.
Özellikle üniversitelerdeki baskılara dikkat çeken Köksal, liseli ve üniversiteli genç kadınların özgürlüğünün kısıtlandığını, ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Kadınların sokakta, yurtlarda, evlerde ve sosyal yaşamın tüm alanlarında güvende olmadığını vurgulayan açıklamada, üniversitede yaşandığı iddia edilen bir cinsel saldırı vakasına da yer verildi.
Köksal, “Birkaç gün önce, bu üniversitede Özel Eğitim Öğretmenliği son sınıf öğrencisi Mehmet İlyas Demir’in bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. Tecavüz failinin aynı sıralarda oturması, aynı kampüste bulunması kabul edilemez. Bu kişilerin üniversitelerde barındırılmasını reddediyoruz” dedi.
Açıklamada üniversite yönetimlerinin ve güvenlik birimlerinin yetersiz kaldığı savunulurken, kulüp ve etkinlik yasaklarının dayanışmayı engellediği belirtildi. Kadınlar, KYK yurtlarında yaşandığı iddia edilen taciz olaylarına da dikkat çekerek, barınma alanlarının güvenli olmadığını dile getirdi. Kıyafet tercihlerinden yurda giriş-çıkış saatlerine kadar pek çok alanda baskı yaşadıklarını belirten öğrenciler, kadınları hedef alan “dinci-gerici” uygulamalara karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
Köksal, “Yaşamlarımızı ve özgürlüğümüzü çalan bu erkek egemen sisteme tahammülümüz kalmadı. Emeğimizin görülmediği, düşük ücretlerle köleleştirildiğimiz, üniversitelerde aşağılandığımız bu düzene karşı mücadelemizi büyütüyoruz” dedi.
Açıklamanın devamında, “Tacize, tecavüze, şiddete uğradığımız bir yaşam yine biz kadınların mücadelesiyle yıkılacaktır. Kapitalizmin çizdiği kadere razı değiliz. Özgürlüğümüz için ayaktayız” denilerek, anayasal hakların ötesinde, köklü bir dönüşüm için mücadele çağrısı yapıldı.
19 Mart’ta başlayan eylemleri hatırlatan Köksal, “O günden bugüne kadınlar hep en öndeydi, bu mücadelede de en önde olmaya devam edeceğiz. Üniversitelerimiz, kampüslerimiz, kadınları aşağılayan, tacizcileri ve tecavüzcüleri barındıran uygulamalardan temizlenene kadar mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı.
Son olarak tüm genç kadınlara seslenen Köksal, “Yaşamımız, özgürlüğümüz, geleceğimiz mücadelemizden doğacak. Bu üniversitede failler uzaklaştırılana ve bize yaşama hakkı tanımayan bu sistem son bulana dek alanları doldurmaya devam edeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
