Arslan, Şubat, Mart, Mayıs ve Haziran aylarında aynı soruyu toplam dört kez tekrarlamak zorunda kaldığını belirterek, “Bu yanıt bir devlet ciddiyetini değil, bürokratik bir kayıtsızlığı yansıtıyor. Deprem kapıda, ama bakanlık ‘yokmuş’ gibi davranıyor. Böyle bir umursamazlık, kamu görevlilerinin ve yurttaşlarımızın canını hiçe saymaktır” dedi.
“Deprem Değil, İhmal Öldürür”
Arslan, 2016’daki Deprem Tahkik Raporu’ndan 2023’teki Tespit Raporlarına kadar tüm belgelerin aynı tehlikeyi işaret ettiğini vurgulayarak, “Bakanlık altı ay boyunca susuyor. Bugün değilse ne zaman? Bu sadece bir ihmalkârlık değil, görevi kötüye kullanmadır” ifadelerini kullandı.
“Afet Yönetimi Böyle mi Olacak?”
Olası bir depremde binalarda çalışan yüzlerce kamu personeli ile her gün işlem yapan yüzlerce vatandaşın risk altında olduğunu belirten Arslan, “Bakanlık ‘bekle-gör’ anlayışıyla hareket ediyor. Bu sadece Eskişehir’e değil, tüm ülkeye karşı siyasi ve idari bir ayıptır” diye konuştu.
“Somut Adım Hâlâ Yok”
Arslan, elindeki 2016 Deprem Tahkik Raporu, 2023 Tespit Raporları ve ödenek taleplerinin binaların ekonomik ömrünü tamamladığını ve ivedi güçlendirme gerektiğini kanıtladığını dile getirdi. Bakanlığın cevabında tek bir tarih, bütçe planı ya da güçlendirme taahhüdü bulunmadığını ifade eden Arslan, “Milletvekillerinin anayasal hakkı olan soru önergelerini hiçe saymak demokrasiyi hiçe saymaktır. Bu keyfilik kabul edilemez. Depreme hazırlık lafta değil, icraatta olur. Bakanlık derhal somut adımlar atmalı, bu binalar güçlendirilmeden tek gün daha geçirilmemelidir” dedi.
