Eskişehir Haber Eskişehir Gündem KESK’ten Sert Tepki: “Bu Kurumlar Müdürlerin Değil, Halkındır”

KESK’ten Sert Tepki: “Bu Kurumlar Müdürlerin Değil, Halkındır”

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, sendika temsilcisi Yener Çalışkan’a yönelik uygulamaları “keyfi ve hukuksuz” olarak nitelendirdi, “Bu mücadele hepimizin” dedi.

Haberleri

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) temsilcisi Yener Çalışkan’a yönelik sürgün ve görevlendirme uygulamalarına tepki göstererek DSİ 3. Bölge Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında konuştu.

Ahmet Karagöz, “Bugün burada olmayı elbette istemezdik. Ancak arkamızda dimdik duran, emeğiyle ve onuruyla çalışan sevgili arkadaşımızın, üç kez uğradığı haksızlığa, hukuksuzluğa ve keyfi uygulamalara karşı dayanışmamızı göstermek ve sesimizi yükseltmek için burada bulunduğumuzu özellikle belirtmek isterim,” diyerek açıklamasına başladı.

Karagöz, süreci şu sözlerle aktardı:

“Karşımızda liyakat yoksunu ancak ‘işini çok iyi bilen’ bir kurum müdürü bulunmaktadır. Burada ‘işini’ tırnak içinde kullanmamızın sebebi, hukuka dayanmayan, gerekçesiz ve belgesiz bir şekilde arkadaşımızın çalıştığı yerden, kendi iradesi ve bilgisi dışında başka bir birime gönderilmesidir.”

Müdürlükle görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Karagöz, “Arkadaşımız hukuksuz yöntemlerle cezalandırılmış, o da yargıya başvurmuş ve mahkeme kararıyla eski görev yerine iade edilmiştir. Bu aşamada hatadan dönülmesi beklenirken, özür bile dilenmeden aynı keyfi uygulamalar tekrar devreye alınmış ve Genel Müdür onayıyla arkadaşımıza ikinci bir mağduriyet yaşatılmıştır,” ifadelerini kullandı.

KESK’in bu duruma sessiz kalmayacağını belirten Karagöz, “Alanlardan gelen ve sokaklarda kurulan bir sendikayız. Sendikalar, üyelerinin özlük, ekonomik, demokratik, siyasal ve sosyal haklarını korumak için mücadele eder,” dedi.

Açıklamanın devamında şu sözlere yer verdi:

“Bu nedenle çalışkan arkadaşımızın karşı karşıya kaldığı hukuksuzluk karşısında sessiz kalamazdık. Onunla dayanışma içinde olmak, süreci takip etmek ve gerektiğinde farklı mecralara taşımak gibi bir sorumluluğumuz olduğunu Sayın Müdür’e de açıkça ifade ettiğimizi özellikle belirtmek isterim.”

Karagöz, “Bu kurumlar müdürlerin değil, bu ülkede yaşayan 86 milyon insanın kurumlarıdır,” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Kimse bu kurumlarda keyfi davranamaz. Hukukun kırıntıları dahi işletildiğinde yapılan her yanlış, yüzlerine çarpmaktadır. Bu anlayışın adı açıkça keyfiyettir. Arkadaşımıza adeta bir sürgün yaşatanlara karşı bizim görevimiz, bu hukuksuzluğu teşhir etmektir. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyorum.”

Karagöz, yaşananların yalnızca bireysel bir sorun olmadığını vurguladı:

“Bugün Yener arkadaşımıza yapılan haksızlık, burada bulunan her emekçinin de aynı haksızlığa uğrayabileceği anlamına gelir. Yener’in şahsında tüm kamu çalışanlarını sahiplendiğimizi buradan net şekilde duyurmak istiyorum. Bu sadece bir ‘Yener sorunu’ değildir.”

Açıklamasında, müdüre doğrudan seslenen Karagöz, “Otorite; mesai arkadaşına baskı kurmakla, onu mağdur etmekle sağlanmaz. Otorite; iş yeri barışını temin etmekle, çalışanların taleplerini karşılamakla ve görev ile sorumlulukları adil biçimde paylaşmakla sağlanır,” dedi.

Karagöz, açıklamasının son bölümünde yönelttiği sorularla süreci eleştirmeye devam etti:

“Bu kibir niye? Bu kin, bu nefret niye? Müdür Bey, ESM üyesi sevgili yoldaşımız Yener Çalışkan’ı mağdur ederek bir kademe mi atlamak istiyor? Başka bir yere genel müdür yardımcısı mı olmak istiyor?”

“Birilerinin mağduriyeti üzerine iktidar inşa edilemez,” diyen Karagöz, KESK’in bu anlayışa asla müsaade etmeyeceğini belirtti.

Türkiye’deki siyasal gelişmelere de değinen Karagöz, “İnsanların seçme ve seçilme haklarının ellerinden alındığı bir dönemden geçiyoruz. Seçilmiş belediye başkanlarının tutuklandığı, yerlerine kayyumların atandığı süreçleri yaşıyoruz. Bu tepkiyi en üst seviyeye taşımak, emek ve meslek örgütlerinin ortak görevidir,” dedi.

Karagöz, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:

“Hukuksuzluğun karşısında sessiz kalan, fırsatçı şeytandır. Ve unutmayalım, bu sessizlik aynı zamanda işlenen suçun da ortağı olmaktır. Bu düzende susan değil, konuşan kazanacak. Bu düzende yöneten değil, direnenler kazanacak. Yoldaşımız Yener Çalışkan yalnız değildir. Bu memleket bizim. Bu kurumlar bizim. Bu mücadele hepimizin.”

Sloganlarla sona eren açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın emek ve adalet!
Yaşasın KESK!
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *