Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan İklim Kanunu teklifine sert tepki gösterdi. Dernek Sekreteri Özgür Özlem Öngel, teklifin doğayı ve halkı değil, sermaye sınıfını koruduğunu savunarak, yasanın iklim değişikliğiyle mücadelede etkisiz kalacağını söyledi.
Öngel, dünyada yaşanan kuraklıklar, sel felaketleri, çölleşmeler ve orman yangınlarının iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin bu değişiklikleri en fazla hisseden ülkeler arasında olduğunu belirtti. Ancak, 20 Şubat 2025’te TBMM’ye sunulan İklim Kanunu teklifinin, doğayı koruyacak somut adımlar içermediğini öne sürdü.
“Fosil yakıtları terk etme planı yok”
Kanunun teknik olarak yetersiz olduğunu belirten Öngel, “Mutlak emisyon azaltımına ulaşmak için fosil yakıtlardan çıkışın nasıl sağlanacağı belli değil. Kömür kullanımının nasıl ve ne zaman terk edileceğine, endüstride kömürsüz üretime nasıl geçileceğine dair bir plan bulunmuyor” dedi.
Öngel, teklifin, emisyon ticareti ve karbon piyasası gibi mekanizmalarla sermaye sahiplerine kazanç sağladığını ve çevresel sorunları çözmek yerine ekonomik büyümeyi önceleyen bir anlayışla hazırlandığını savundu. “İklim Kanunu, çevreyi koruma hedefinden uzak, neoliberal politikalar doğrultusunda şekillendirilmiş bir metindir” diye ekledi.
“Ekolojik suçlara karşı yaptırımlar ağırlaştırılmalı”
Ayrıca, yasa teklifinin adil geçiş sürecini göz ardı ettiğini söyleyen Öngel, “Fosil yakıtlardan çıkış sürecinin sosyo-ekonomik yükü emekçilerin sırtına yüklenecek gibi görünüyor. Bu maliyet, yıllardır fosil yakıtlarla zenginleşenler arasında adil bir şekilde paylaştırılmalı” dedi.
Dernek, doğa ve toplum yararına olacak bir kanunun, akademik çalışmalar ve bilim insanlarının önerileri doğrultusunda hazırlanabileceğini vurguladı. Öngel, çevresel sorunların çözümünde ticari kâr yerine doğanın ve halkın geleceğinin önceliklendirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Yaşanabilir bir doğadan eşit faydalanmak temel bir insan hakkıdır” diyen Öngel, kömür ve fosil yakıt kullanımının bırakılması için net bir yol haritasının oluşturulması, ekolojik suçlara karşı ağır yaptırımların getirilmesi gerektiğini söyledi.
