Eskişehir’de sağlık çalışanları tarafından her hafta düzenlenen Filistin temalı sessiz yürüyüş, bu hafta 74. kez gerçekleştirildi. Yürüyüş sonrası açıklamalarda bulunan Kadir Yılmaz, Gazze’de yaşananlara dikkat çekerek, sessizliğin tehlikeli boyutlara ulaştığını söyledi.
Kadir Yılmaz konuşmasına Kur’an-ı Kerim’den bir ayet okuyarak başladı:
Yılmaz, konuşmasının başında Nurettin Tokyürek başta olmak üzere, vatanın bütünlüğü ve İslam âlemi uğruna şehit düşen tüm canlara Allah’tan rahmet diledi. Ardından sözlerine şöyle devam etti:
“Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Bugün burada, sağlık çalışanları olarak düzenlediğimiz sessiz yürüyüş organizasyonunun 74. haftasında, zulmün her türlüsünün karşısında olduğumuzu ve özellikle çocuklara karşı açılmış bir savaş varken hayatın olağan akışında devam etmesinin mümkün olmadığını vurgulamak için toplanmış bulunuyoruz.
Evet, çocuklara karşı açılmış bir savaş; çocuklar için harcanan mühimmat ve sırf çocuklar zarar görsün diye yapılan onca şey… Ve bunlar karşısında derin bir sessizlik içerisinde olan bizler.
Korkarım, İsrail Gazze’den önce bizi işgal etmiş olmalı. Öyle ki, böylesi bir zulüm karşısında bile sergilediğimiz bu derin sükût, tepki gösterecek hasselerimizin, duyularımızın ağır hasar almış olduğunun en net delillerindendir.”
Kadir Yılmaz, konuşmasının devamında “işgal altındaki bir toplumun öncelikle kendini kurtarması gerektiğini” vurguladı. Toplumsal uyanışın önemine dikkat çekti:
“Hal böyleyken muhakkak cevabının bulunması gereken sorulardan bir tanesi de şudur: İşgal edilmiş insanlar olarak elimizden ne gelir?
Sorunun cevabı açıktır: Kendisini kurtaramayan, başkasını kurtaramaz.
Onlar işgale kafalarımızdan, kalplerimizden, evlatlarımızdan başlayıp amaçlarına da büyük oranda ulaşmışken; işgale uğramış bir toplumun manevi yaraları sarılmadan, zalimlere karşı bir direniş göstermesi beklenemez.”
Yılmaz, konuşmasının sonunda herkesi bulunduğu konumda sorumluluk almaya ve manevi farkındalığa davet etti:
“Durumumuz ortadadır. Herkes bulunduğu konumda, elinde bulunan işi cihad niyetiyle, hakkını vererek yapmaya gayret etmediği, kendisine ve evlatlarına yapılmaya devam eden manevi işgallerin farkına varmadığı sürece, korkarım ki altında toplanılmasını ümit ettiğimiz tevhid çatısı üzerimize yıkılacaktır.
Onların çok uzun uğraşlarla elimizden almaya çalıştığı ve bu uğurda çalışmalarına hız kesmeden devam ettiği ‘Bizi yaratanı tanıtmak, gönderdiği kitapla amel etmek ve peygamberine tabi olmak’ davasının geri kazanılması, yaraların sarılması hususunda atılması gereken en elzem adımlardandır.”
Yılmaz konuşmasını dua ile tamamladı.
