Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Kamer Ali Durur, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün bu yıl Kurban Bayramı’na denk gelmesi nedeniyle basın açıklamalarını bayram sonrasına ertelediklerini belirterek Dünya Çevre Haftası kapsamında kamuoyunu bilgilendirdi. Açıklamada, hem kuraklıkla ilgili uyarılar hem de vakfın yürüttüğü kültürel ekoloji çalışmaları detaylı şekilde yer aldı.
Durur, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“22 Mart 2025 Dünya Su Gününde de bir araya gelmiş, yakın çevremizde yaşanan kuraklık sorununa dikkat çekmiştik. Kuraklık, doğal bir problem olmaktan öte kültür ve sosyal yaşamı tehdit eden bir afet olarak değerlendirilmelidir. Vakfımızın konuya yaklaşımı da kültür ve doğa etkileşiminde saklıdır.
Bunun yanı sıra Prof. Dr. Erdoğan Kaya, Işın Erdoğan ve Ali Ekber Sakıcı’dan oluşan bilim kurulumuzun kültürel ekoloji araştırması yaptıklarını duyurmuştuk. Hocalarımız uzun vadeli olarak nitelemiş oldukları çalışmalarını sürdürüyorlar. Ancak bunu bir başlangıç olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. Bilim Kurulumuzun hedefindeki arazi Seydi Çayı Havzası. Ne yazık ki 4 yıldır orta Seydi Çayı Havzasındaki akarsu yatağında su bulunmuyor. Su hayat demek. Bu nedenle havzadaki sucul hayvanlar ölmüş, bitkiler kuruyup yok olmuş durumdalar. Görüntü şimdiden tropikal çölleri andırıyor. Sulak tarlalar kıraça dönüşmüş durumda. Su ihtiyacı her geçen yıl derinleşen kuyulardan sağlanıyor. Kuyucular, sürekli mesaideler. Derinlik arttıkça kuyu ücretleri de artıyor. Her çiftçinin suya ulaşması mümkün değil. Bu gidişle korkarız kuyu tekelleri oluşacak! Söz konusu havzada yaşayan çiftçilerimizin önemli bir kısmı da vakfımızın üyesi. Gidişattan onlar da etkilenecekler. Hatta etkilenmekteler.”
Durur, Seydi Çayı’nın tarih boyunca birçok uygarlığa hayat verdiğini, kültürel ve inançsal değeriyle bugüne kadar geldiğini hatırlatarak, açıklamasında şu tarihi referanslara da yer verdi:
“Seydi Çayı, tarihte birçok uygarlığa can vermiş bir akarsu. Frigya toplumunun da yaşam kaynağı, bu nedenle Kibele adıyla kutsanan bir akarsu. Benzer yaklaşım Bizans’ta da görülüyor. Sangarius adı verilen Sakarya Nehri’nin en büyük kollarından Seydi Çayı Parthenius adını alıyor. Yöreye Orta Asya’dan göç ile gelen Türkmenlerin de ‘Seyit’ adını koyarak kutsadıkları görülüyor aynı akarsuyu. Hatta kültürel ekoloji araştırmasında Çifteler Köy Enstitüsü öğrencilerinin kendilerine ‘Seydi Suyu Çocukları’ adını verdikleri öğreniliyor. Seydi Çayı Vadisine Seyitler Vadisi demek mümkün. Güneyinde Seyit Battal Gazi, Kuzeyinde Seyit Sultan Şüceaddin, batısında Seyit Cemal, Karaca Ahmet, doğusunda Yunus Emre vb. seyitler dizilmiş durumda. Türbelerin arasından akan akarsu Seydi Çayı. Gerçekten de Türkmen, ‘Seyit’ damgasını vurmuş ve vadiyi kutsamış. Hatta vakfımızın adını taşıyan Hacı Bektaş Veli, yıllarca Seyit Battal Gazi Türbesi yakınında otağ kurmuş. Vakıf üyelerimizin çoğunluğunun bu insanların torunları olduğu söylenebilir. Söz konusu ulular nedeniyle de vakfımız için kutsal, önemli bir mekan Seydi Çayı Vadisi.”
Açıklamasının sonunda ise şu çağrıyı yaptı:
“O halde Seyitler Vadisi’nin yaşam kaynağı olan Seydi Çayı’nın yaşaması için bizler de bir şeyler yapmalıyız! Bunu öncelikle akarsu ile yerel halkımızın kültürel bağını araştırarak ortaya çıkarabileceğimizi düşünüyoruz. Böylece akarsuya hasretin, akarsuyu sahiplenme ile sonuçlanmasını bekliyoruz. Bir başka anlatımla başkalarından medet ummak yerine yaramızı kendimiz sarmalıyız diye düşünüyoruz.”
Durur, Hacı Bektaş Veli’nin “İlim Çin’de de olsa gidiniz”, “Hakikati arayınız, bulunuz” sözlerini anımsatarak şunları ekledi:
“Evet gerçeği, pirimizin yol göstericiliği ile ancak ve ancak bilim yoluyla bulabileceğimize inanıyoruz. Atamızın ifadesiyle ‘Hakiki mürşit ilimdir, fendir’. Bu nedenle kültürel çalışmalar yanında bilimsel araştırmaları desteklemekte ısrarcıyız. Yakında Vakfımıza bağlı kırsal yerleşmelerin tarihî coğrafi özelliklerini de içeren bir derleme çalışmasına başlamayı da planlamış bulunuyoruz. Yönetim kurulumuzun bilim kurulumuza her konuda destek verecek olması bizi umutlandırıyor, mutlu kılıyor. Sosyal medya çağı olan bu dönemde bulgularımızı kurmuş olduğumuz YouTube kanalından paylaşacağız.”
Çevre Haftası’nın yaz mevsiminin başlangıcına denk geldiğini hatırlatan Durur, su tasarrufu çağrısı yaparak açıklamasını tamamladı:
“Toplum olarak çıkarmamız gereken dersler var. Akarsu, göl ve yer altı sularımızın kuruyarak hızla yok olduğu bu dönemde su tasarrufu konusunda çok duyarlı olmalıyız. Vakfımızın da içinde olduğu çevreye ilişkin gelişmeleri paylaşırken Dünya Çevre Haftanızı kutluyor, halkımızı başta Seydi Çayı olmak üzere yakın çevremizdeki doğal değerlere sahip çıkmaya, duyarlı olmaya çağırıyorum.”