Klasik berber anlayışının dışına çıkan Kızıltoprak, adeta yaşayan bir müzeye dönüşen dükkanında tarih ve nostaljiyi bir araya getiriyor. Evinin bir odasını berber dükkanına çeviren Ali Usta, Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet dönemlerine ait antika ürünleri dükkanında sergiliyor. Müşteriler ise tıraş olurken geçmişe yolculuk yapıyor; kimi zaman duygulanıyor, kimi zaman eski anılarını hatırlıyor.
“Tarihi Yaşatmak İçin Bu Yola Girdim”
Berber Ali Kızıltoprak, antika tutkusunun çocukluğundan beri devam ettiğini belirterek, “Bu antika hastalığı bende olağan bir şey. Kütahya'da arkadaşlarım ve Adem Başkan sayesinde koleksiyonumu genişlettim. Osmanlı, Selçuklu, Cumhuriyet döneminden birçok değerli eşya var. Gelen müşteriler bu tarihi atmosferi çok seviyor, hatta gözleri dolanlar bile oluyor. Buradaki eşyaların her birinin bir geçmişi var” dedi.
“Kırka’ya Uğramadan Dönmem”
Kızıltoprak’ın müdavimlerinden biri olan Hayati Uslu ise, “Ben Eskişehir’de yaşıyorum ama ne zaman Kırka’ya gelsem Ali Usta’ya uğramadan gitmem. Dükkanındaki sıcaklık, insanlığı ve kültürel mirasımıza sahip çıkması çok değerli. Bu eşyaları çocuklarımızın da görmesi gerek. Eskiden meşe koruyla ütü yapardık, bakır taslarla ayran içerdik. Bu dükkan geçmişi yaşatıyor” diyerek duygularını dile getirdi.
Modern Kuaförler Yerine Geçmişin İzinde
Günümüzde modern kuaför salonlarının aksine, 80’li ve 90’lı yılların klasik berber dükkanlarını andıran bu mekân, ziyaretçilerine sadece tıraş değil, aynı zamanda tarih ve kültürle iç içe bir deneyim sunuyor. Kırka Mahallesi'nde bir gelenek haline gelen bu berber dükkanı, köy kültürünü ve geçmişin sıcaklığını yaşatmaya devam ediyor.
