27 Aralık 2024
weather
8°
Eskişehir Haber Eskişehir Gündem Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu: "Bu, açıktan ‘Sürün’ demektir; ‘Ölün’ demektir,”

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu: "Bu, açıktan ‘Sürün’ demektir; ‘Ölün’ demektir,”

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu'ndan Zeynep Kaya, 2025 yılındaki asgari ücretin düşük olduğunu ve halkı yoksulluğa mahkum ettiğini belirtti. Kaya, adil bir asgari ücret belirleme mekanizması ve gelir dağılımı taleplerinde bulundu, hükümetin politikalarını eleştirdi.

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Zeynep Kaya, 2025 yılında uygulanacak asgari ücretin çalışma yaşamına etkilerini ve belirleme sürecini sert bir dille eleştirdi. Kaya, “2025 yılında uygulanacak asgari ücret, işveren kesimi ve hükümet tarafından herhangi bir teklif sunulmadan ya da göstermelik dahi olsa müzakere edilmeden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklandı. Net 22 bin 104 TL; brüt ise 26 bin 5 TL olarak belirlenen bu ücret, İşçi düşmanlığının ve halk düşmanlığının bir göstergesidir,” dedi.

“Yoksulluk Sınırı 70 Bin TL”

Kaya, bugün için yoksulluk sınırındaki yaşam maliyetinin asgari 70 bin TL olduğuna dikkat çekerek, “Hükümet, asgari ücreti belirlerken tamamen işverenlerin çıkarlarını gözetmiş; uluslararası sermaye çevrelerine verdiği yüzde 30’luk artış sözünü yerine getirmiştir. Bu rakam, işçilerle, ücretlilerle, dar gelirli vatandaşlarla dalga geçmektir. Milyonları yoksulluktan öte, açlığa mahkûm etmektir,” ifadelerini kullandı.

TÜİK Verilerine Tepki

“Bu ülkede yaşayan herkesin gerçek olmadığını bildiği Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi enflasyonu yüzde 46; vergi ve harçlardaki yeniden değerleme oranı yüzde 44 olarak açıklandı. Ancak asgari ücretteki artış oranı sadece yüzde 30 oldu. Bu, açıktan ‘Sürün’ demektir; ‘Ölün’ demektir,” diyen Kaya, geçmiş yıl boyunca asgari ücretin alım gücünün 7 bin 500 TL azaldığını, bu kaybın telafi edilmediğini vurguladı.

“Asgari Ücret, Toplumun Çoğunluğunu Etkiliyor”

Resmi verilere göre Türkiye’de ücretli çalışan sayısının 15 milyonun üzerinde olduğunu belirten Kaya, “Çalışanların en az yüzde 50’si asgari ücretle ya da asgari ücrete yakın ücretlerle çalışmaktadır. Bu sayıya kayıt dışı olarak asgari ücret altında çalışmak zorunda kalanları ve 16 milyon emekliyi de eklediğimizde, asgari ücretin toplumsal yaşamda ne denli önemli olduğu görülecektir,” dedi. Kaya, asgari ücretin ülkede ortalama ücrete dönüştüğünü, bunun şansa bağlı bir durum olmadığını, tek adam rejiminin bilinçli bir tercihi olduğunu ifade etti.

“Adil Bir Mekanizma Gereklidir”

“Asgari ücret Türkiye’de üç taraflı bir mekanizma olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Ancak bu komisyonda temsilde adalet yoktur ve toplu pazarlık süreci de işletilmemektedir. Bu nedenle insanca yaşamaya denk bir artış beklemek mümkün değildir,” diyen Kaya, komisyonda işçi temsilcilerinin karar alma sürecinde yeterince etkili olmadığını vurguladı.

Talepler

Kaya, çalışanların yaşam standartlarını yükseltecek taleplerini ise şu şekilde dile getirdi:

Yılda en az dört kez asgari ücret insanca yaşam standartlarına göre güncellenmelidir.

Asgari ücret artışlarında, TÜİK’in gerçek dışı enflasyon oranları yerine, en az dört kişilik bir ailenin aylık insani ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.

En düşük emekli aylığı da asgari ücretten düşük olmamalıdır.

Kaynaklar Adil Kullanılsın

“Kaynak yetersiz” gerekçesine de yanıt veren Kaya, şu önerilerde bulundu:

Büyük sermaye gruplarına vergi affı getirmekten vazgeçin.

Vergide adalet sağlayarak az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın.

Yandaş kayırmaktan ve ülke kaynaklarını yağmalatmaktan vazgeçin.

Tarikat ve cemaatlere kaynak aktarmayı bırakın.

Kaya, büyük sermaye gruplarına ve şu anki ekonomi politikasına eleştiriler yönelterek, “Bu ülkede kaynakları adil paylaştırdığınızda kimsenin aç ve sefil kalmayacağını göreceksiniz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *