Küçük, 19 Kasım’ın Samsun’da sekreterini eski eşinin şiddetinden korumaya çalışırken öldürülen Dr. Aynur Dağdemir’in ölümünün 10. yılı olduğunu hatırlatarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını vurguladı. Kadınların güvensiz çalışma alanlarında maruz kaldığı şiddetin daha görünür hale geldiğini belirtti.
Açıklamada, Alanya’da Dr. Melek Bağçe, Nizip’te Dr. Feray Balkan, İstanbul’da Hemşire Sibel Kavılı, Mersin’de Hemşire Ayfer Kaya, Denizli’de Hemşire Hülya Tortop, Bursa’da Diş Hekimi Yasemin Uludağ Çetin, Adana’da Hemşire Saniye Arslan ve Ebe Ayşe Merve Sağ’ın boşanma veya ayrılık süreçlerinde erkek şiddetiyle yaşamlarını yitirdikleri hatırlatıldı.
Kadına yönelik toplumsal eşitsizlik ve değersizleştirmenin şiddeti beslediğini ifade eden Küçük, kadınları yoksullaştıran ve güvencesizleştiren politikaların hem evde hem işte hem de kamusal alanda sistematik şiddet riskini artırdığını söyledi. Şiddetin normalleşmesine neden olan cezasızlık ve siyasi kararların toplumsal şiddeti derinleştirdiğini dile getirdi.
Küçük, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesi, nüfus politikaları ve medeni haklara yönelik tartışmaların kadın bedeni üzerinde tahakküm kurma çabasını güçlendirdiğini, bu politikaların kadına yönelik şiddeti görünmez kıldığını belirtti. Ayrıca 11. Yargı Paketi’nde LGBTİ+ bireylere yönelik hak gerileten düzenlemeler bulunduğunu, her ne kadar bu maddeler geri çekilmiş olsa da hedef alan politikalara devam edildiğini ifade etti.
Açıklamada, yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne dikkat çekilerek, tüm kadın örgütleri ve kamuoyu şiddetin her türüne karşı birlikte mücadele etmeye çağrıldı.