Eczacı Odası’nın açıklamalarını incelediğini söyleyen Barış Günaydın, “İnsan sağlığı hiçbir zaman ekonomik bir bilanço kalemi olamaz” diyerek mevcut durumun yaşam hakkını tehdit eden bir tabloya dönüştüğünü vurguladı.
Günaydın, son dönemde birçok yurttaşın reçeteleriyle eczane eczane dolaştığını, pek çok ilacın bulunamadığını söyledi. Eczanelerin de tedarik sıkıntısı nedeniyle çaresiz kaldığını belirten Baro Başkanı, “Bu artık sadece tedarik sorunu değil; anayasal açıdan yaşam hakkına yönelik bir tehdit” dedi.
“Devletin anayasal yükümlülüğü yerine getirilmiyor”
Anayasa’nın 17. maddesinin yaşama hakkını, 56. maddesinin ise devlete vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlama görevi yüklediğini hatırlatan Günaydın, devletin ilaçlara erişimi güvence altına almak zorunda olduğunu belirtti.
Eczacı Odası’nın verilerine göre bazı ilaç gruplarında %25–30’a varan yokluk yaşandığını kaydeden Günaydın, “Ağrı kesiciden tansiyon ilacına, antibiyotikten kemoterapi ilaçlarına kadar pek çok kalemde eksiklik var” dedi.
İlaç fiyatlandırma politikasındaki Euro kurunun sabitlenmesine de dikkat çeken Günaydın, bunun piyasa dengesini bozduğunu ifade ederek, “Sosyal devlet, vatandaşını ilaç yokluğuyla baş başa bırakamaz. Sağlık Bakanlığı ve Hazine acilen harekete geçmek zorunda” diye konuştu.
AİHS’ye göre de pozitif yükümlülük
Günaydın, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin yaşam hakkını, 12. maddesinin ise sağlığa erişimi güvence altına aldığını hatırlatarak, devletin bu alanlarda pozitif yükümlülük taşıdığına dikkat çekti.
“Kanser ilaçlarında davalar açıldı; ihtiyati tedbir verilmedi”
Geçmişte benzer davaların açıldığını söyleyen Baro Başkanı, özellikle kanser ilaçlarına erişim konusunda yurttaşların dava açmak zorunda kaldığını, ancak çoğu dosyada ihtiyati tedbir verilmediği için hastaların ilaca ulaşamadığını aktardı.
“Ölümcül bir hastalığı olan bir yurttaş ilaca ulaşamadığında ve tedbir de verilmediğinde sorumluluğu kim alacak?” diye soran Günaydın, yaşanan durumun hem hukuki hem insani açıdan kabul edilemez olduğunu ifade etti.
