Oktay, açıklamasında, Eskişehir’de müftülük yapan ve aynı zamanda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine giren İshak Yıldırım’ın 12 yaşındaki bir öğrencisine attığı mesajlar nedeniyle gözaltına alındığını hatırlattı. Oktay, mesajları şu şekilde aktardı: “Senden hoşlanıyorum”, “Seni seviyorum”, “Seninle vakit geçirmek bana iyi gelir”, “Şarlıp öpebilir miyim?” Oktay, bu mesajların çocukların korunması gerektiğinin tartışıldığı bir dönemde atıldığını ve gerici bir zihniyetin yansıması olduğunu belirtti.
Oktay, Yıldırım’ın önce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını, daha sonra tepkilerin ardından tutuklandığını, ancak tutukluluğun yalnızca 69 gün sürdüğünü söyledi. Oktay, davada savcının beraat talep ettiğini ve Yıldırım’ın yargılanmasının neredeyse suçsuz kalacakmış gibi görüldüğünü vurguladı. Ayrıca, Diyanet’in Yıldırım’ı vaiz olarak atama kararı aldığı, ancak gelen tepkiler sonrası bu kararından vazgeçtiği ifade edildi.
11 Eylül’deki duruşmada ise Yıldırım’ın tutuksuz yargılanmasına devam edildiğini, yurt dışına çıkma yasağı, adli kontrol şartı ve mağdur çocuğun ikametine 300 metreden fazla yaklaşmaması kararının kaldırıldığını belirten Oktay, yasal yollarla hakkın alınamadığını söyledi.
Oktay, açıklamasının sonunda şunları ifade etti:
“Bugün bu yüzden toplandık. Bir kez daha ilan ediyoruz. Kadın Dayanışma Komiteleri olarak iki elimiz tacizcilerin yakasında. Ama yetmez, söylüyoruz dostlar. Bu tacizcilere cesaret verenlerden de, onları unutmadan başka yerlere atayanlardan da, nasılsa fark edilmiyor sanıp suçların üstünü örtecek olanlardan da soracak hesabımız var. Suçu işleyenlerle birlikte suça ortak olan herkesten hesap soracağız, tek tek yargılayacağız. Hiç şüpheniz olmasın. Hiçbirinizi aradan sıyırmam, belki beni unutur, fark etmezler geçer gider diye düşünmeyin. İlan ediyoruz: Ensenizdeyiz. Hesap günü geldiğinde kaçacak delik bulamayacaksınız.”
Kadın Dayanışma Komiteleri’nin Eskişehir Adliye Binası önünde gerçekleştirdiği açıklama, taciz ve cinsel istismar olaylarına karşı toplumda farkındalık oluşturma ve suçlulara hesap sorma kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
