Başkan Ataç, zeytinliklerin maden sahalarına açılmasının doğaya ve gelecek nesillere büyük zarar vereceğini vurgulayarak, Eskişehir’in tarım alanlarını ve su varlıklarını koruma çağrısında bulundu. “Eskişehir Kıymetlidir” anlayışıyla vahşi madenciliğe karşı yıllardır mücadele ettiklerini belirten Başkan Ataç, Alpagut ve Atalan bölgelerindeki doğa mücadelesini hatırlatarak, tarım alanlarının korunmasının stratejik bir öncelik olduğunu ifade etti.
Yeni düzenlemenin, zeytinliklerin tahribatına neden olacağını belirten Ataç, eş değer zeytinlik kurulması şartının doğanın dengesini geri getiremeyeceğini savundu. Ayrıca, kabul edilen iklim yasasında sera gazı azaltımı ve fosil yakıtların terkine dair somut hedeflerin yer almadığını belirterek yasayı “eksik ve tehlikeli” olarak niteledi. Eskişehir’in sulu tarım yapılabilen ender bölgelerinden Sarıcakaya ve Mihalgazi’nin de madencilik tehdidi altında olduğunu belirten Ataç, gıda güvenliğini ve verimli toprakları korumanın altın kadar kıymetli olduğunu söyledi. Toplum sağlığı, çevre ve üretici desteklerine de değinen Ataç, Tepebaşı Belediyesi’nin üreticilere fide desteği, tarımsal eğitim, kadın üreticilere pazar imkânı ve erken uyarı sistemleri ile katkı sağladığını belirtti. “Toprağı madene değil, üretime ayırmalıyız” diyen Başkan Ataç, Türkiye’nin bir maden çöplüğüne dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.