“Hukuk Devleti İlkesi Ciddi Bir Sınavdan Geçiyor”
Günaydın, “Son günlerde farklı siyasal gelişmelerle birlikte hukuka aykırı durumlar yaşandığını görüyoruz. Özellikle Ümit Özdağ’ın tutuklanma süreci, hukuk devleti ilkesi ve yargının bağımsızlığı konularında toplumsal bir hassasiyeti yeniden gündeme getirdi” dedi. Hukuk devleti anlayışının herkesin kanun önünde eşit olduğu ve yargının tarafsız, bağımsız bir şekilde adaletle hüküm verdiği bir sistem olduğunu vurgulayan Günaydın, bu ilkelerin sağlıklı bir şekilde işlemesi için yargı süreçlerinin şeffaf ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiğini söyledi.
“Tutuklama Zorunlu Hallerde Başvurulması Gereken Bir Yöntem Olmalıdır”
Günaydın, tutuklamanın özgürlüğü doğrudan etkileyen bir tedbir olduğuna dikkat çekerek, “Tutuklama dediğimiz uygulama, özgürlüğü doğrudan etkileyen bir tedbirdir ve ceza aracı değil, yalnızca zorunlu hallerde başvurulan bir yöntem olmalıdır” ifadelerini kullandı. Özellikle siyasal muhalefet partisi üyelerinin, muhalif kimliklerinden bağımsız olarak tutuklanmasının gerekliliğinin somut bir şekilde ortaya konması gerektiğini belirtti.
“Adaletin Eşit ve Tarafsız Bir Şekilde Sağlanması Gerekiyor”
Baro Başkanı, adaletin her birey için güvenilir, tarafsız ve ideolojik yapılardan bağımsız bir şekilde işlemesi gerektiğine inandığını dile getirdi. Aksi takdirde, toplumda adalete olan güvenin sarsılacağına ve hukuk devleti ilkesinin büyük zarar göreceğine dikkat çekti. Günaydın, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkının, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde temel haklar olarak yer aldığını belirterek, devletin bu sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
“İfade Özgürlüğü ve Eleştiri Hakkı Gündeme Geliyor”
Özdağ’ın tutuklanma gerekçelerinin, “cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve nefrete sevk etme” gibi suçlamalar içerdiğini belirten Baro Başkanı, bu durumun hukuki açıdan incelenmesi gereken unsurlar içerdiğini ifade etti. Ayrıca, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. maddesi ifade özgürlüğünü güvence altına alırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi de ifade özgürlüğünü açıkça düzenlemektedir” dedi. Demokrasilerde siyasetçilerin eleştiriye açık olması gerektiğinin altını çizen Günaydın, “Siyasetçi olmak, kamuoyu önünde olmak anlamına gelir ve bu, yapılanların daha fazla eleştirilebilmesi gerekliliğini beraberinde getirir” ifadelerini kullandı.
“Adaletin Hızlı ve Etkili Bir Şekilde Tesisi Gerekiyor”
Son olarak, adaletin hızlı ve etkili bir şekilde sağlanması gerektiğine vurgu yapan Günaydın, Türkiye’de bazı durumlarda tutuklamaların hızla gerçekleşirken, yargı süreçlerinin yıllarca uzayabildiğini belirtti. Bu durumun adil yargılanma hakkını zedelediğini ifade eden Günaydın, “Geç gelen adalet, adalet değildir” sözünü hatırlatarak, adaletin hızlı ve etkili bir şekilde tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.