Eskişehir Haber Eskişehir Gündem Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen etkinliğe öğrencilerden tepki geldi: "Aile yılı değil mücadele yılı"

Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen etkinliğe öğrencilerden tepki geldi: "Aile yılı değil mücadele yılı"

Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine yönelik eleştiriler sürerken, Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen “Aile Yılı Sempozyumu”na bir tepki de İletişim Bölümler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Edebiyat Fakültesi Öğrencilerinden geldi. Yapılan açıklamada aile politikalarının kadının özgürlüğünü ve eşitliğini tehdit ettiğini savundu.

Haberleri

İletişim Bölümler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Edebiyat Fakültesi Öğrenci Temsil Kurulu üyesi Arya Aksu tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

"Cumhurbaşkanı, çeşitli yılları “bir şeyler yılı” olarak ilan etmeye devam ediyor. Resmî Gazete’de yayımlanan duyurulara göre, 2025 yılı "Aile Yılı" olarak ilan edildi. İktidarın Aile Yılı uygulamasının temelinde, evlenme oranlarındaki azalmanın önlenmesi ve nüfus artış hızında ilerleme sağlanması hedefleri yer alıyor. Aile kurmayı teşvik etmek amacıyla gençlere maddi destekler, evlilik danışmanlığı, ilk evini alanlara öncelik tanıyan sosyal konut programları, doğum izinlerinin artırılması, doğum yardımları ile esnek ve uzaktan çalışma gibi birçok konu ele alınıyor.

Ancak bizler biliyoruz ki kadını güçlendirmek şöyle dursun; aile içinde, en erken yaşta eriyen, hatta yok sayılan, sesi çıkmayan kadınlar planlanıyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden sesleniyoruz: Bizler sizin “Aile Yılı”nıza karşılık “Mücadele Yılı”mızı ilan ediyor, özgürlük ve eşitlik talebimizi yükseltiyoruz.

İktidarın sürekli tekrar ettiği “şiddete sıfır tolerans” sözleri ve “kadına yönelik şiddet azaldı” iddiası, her yeni kadın cinayetinde ve her şiddet vakasında gerçekliği yansıtmadığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yirmi iki yıllık AK Parti iktidarının kadınlara yönelik politikalarının karnesi şunlarla doludur: emeği ucuzlaştırma, yoksullaştırma, bakım yükünü kadınların sırtına yükleme, kadınları ve çocukları şiddetten koruyan yasalara saldırma, şiddeti önleme mekanizmalarını etkin işletmeme, LGBTİ+’ların yaşam hakkını hedef alan uygulamalar...

Tüm bunlarla birlikte, ülkeyi kapitalizm için daha da ucuz bir işçi cennetine dönüştürme hedefi güdülüyor. Yıllardır bu hedefin sağlanamıyor olması, anlaşılan o ki iktidarda büyük bir endişe yaratıyor.

İşte bu zihniyetin bir temsilcisi de bugün Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Aile Yılı Sempozyumu’na katılan AK Parti Milletvekili Ayşen Gürcan’dır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Üniversitelerde kadın düşmanı etkinliklerinize ve sizlere yer yok. Üniversiteler bizimdir, bizim kalacak. Bu sıralarda bizler; toplumsal cinsiyet eşitliğini, LGBTİ+ haklarını, kadının kurtuluş mücadelesini konuşmaya devam edeceğiz.

Biz çok iyi biliyoruz ki yaptıklarınız, yapacaklarınızın teminatıdır. Kadınları şiddete karşı koruyan tüm kanun ve politikaları, “aile birliğini bozuyor” diyerek hedef alıyorsunuz. Medeni Kanun’u sil baştan değiştirerek kadını daha da eşitsiz ve şiddete açık hâle getirmeyi planlıyorsunuz. Sözde doğum yardımlarıyla destek olduğunuzu iddia ederken, “normal doğum” sloganlarıyla kadınların kendi bedenleri hakkında karar verme hakkını yok sayıyorsunuz. Aynı zamanda, sürekli övdüğünüz aile kurumunun bir parçası olan kadınları doğum yöntemi tercihleri üzerinden ikiye ayırıyor; kendi bedenine dair karar verenleri hedef gösterip değersizleştiriyorsunuz.

Bu da yetmezmiş gibi, erkek futbol takımını, kendi iradelerinin dışında hazırlanmış, kadın bedenini metalaştıran utanç verici bir sloganla sahaya çıkartarak bunu bir propaganda aracına dönüştürmekten çekinmiyorsunuz. Kadınlar boşanmak istedikleri için öldürülürken, boşanmaları engelleyecek ve kadınları şiddet dolu evliliklere mahkûm edecek “aile ara buluculuğu” önerisini dilinizden düşürmüyorsunuz.

Medeni haklara yöneltilen gerici saldırılara, çocukların ve gençlerin tarikat karanlığına mahkûm edilmesine; diyanetiyle, tarikatlarıyla, medya organlarıyla kadınlara kölece bir yaşamı telkin edenlere; kadınların hayatlarını ve haklarını kazanma mücadelesine karşı yasaklarla dikilenlere; LGBTİ+’ları hedef hâline getirip ötekileştirenlere ve nefret politikalarını sistematikleştirenlere hayır diyoruz.

Böyle bir Aile Yılı’na, güvencesizliğe, cinayetlere, sömürüye, tacize karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu alanlarda var olma hakkımızı kadın dayanışmasından aldığımız güçle savunuyor, bizleri karanlığa ve gericiliğe hapsetmek isteyenlerin karşısında birleşik mücadelemizle duracağımızın sözünü veriyoruz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *