Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı ikinci meclis toplantısında söz alan CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik, faaliyet raporu görüşmelerinde yapılan eleştirilerin haksız olduğunu söyledi. Özellikle sosyal yardımlar, bisiklet yolları ve belediye şirketleri üzerine yapılan değerlendirmelere yanıt veren Çelik, konuşmasında AK Parti Grubu’nu sert sözlerle eleştirdi.
Ali Haydar Çelik, hem Belediye Başkanı hem de belediye çalışanlarını selamlayarak başladığı konuşmasında, faaliyet raporunun emek ürünü olduğunu ve kolay hazırlanmadığını belirtti. AK Parti Grubu’nun eleştirilerini değerlendirirken, sosyal yardımların artmasının temel nedeninin yoksulluğun derinleşmesi olduğunu vurguladı.
Çelik konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere, Meclisimizde emek veren arkadaşlarımızı ve sahada gece gündüz demeden, kar çamur demeden, güneş demeden çalışan, emek veren, alın teri döken, şehrimize hizmet eden tüm işçi kardeşlerimi saygıyla selamlamak istiyorum.
Bugün böyle ansiklopedi gibi bir faaliyet raporu ortaya çıkarıldıysa, bu raporu okumak da kolay bir iş değildir. AK Parti Grubu’nun bu konuda bir sıkıntı yaşadığını ve kendi içlerinde dahi bir uyumsuzluk olduğunu, konuşmalarını dinlerken üzülerek gözlemledim.
Çünkü konu hepimizin konusu. Konu Eskişehir’in konusu. Eskişehir’e kazandırılması gereken faaliyetlerin konusu. Ekonomik, sosyal, kültürel ve altyapı çalışmaları, halkçı sosyal belediyecilik anlayışı, kaynakların doğru kullanımı, yatırımların doğru tespiti ve sosyal yaşama dair yardımlar konusunda yapılan eleştiriler, ne yazık ki gerçeklikten uzaktır.
Sosyal yardımların neden arttığını anlayamamışlar. Ahmet Bey şaşkınlıkla ‘Nasıl arttı?’ diyor. E nasıl artmasın? Bu ülkede yoksulluk tavan yaptı. Emekliler, işçiler, alın teriyle geçinmeye çalışan insanlar ekonomik olarak büyük bir sıkıntı içinde. Bu sıkıntının yansıması, halkçı sosyal belediyecilik anlayışıyla çalışan bizler için bir boyun borcu haline geldi.
Bu, aslında hepimiz adına utanç verici bir tablo. Sosyal devlet anlayışı terk edildiğinde, hepimiz bu sonuçları yaşamaya mahkûm hale geliyoruz. Bu yüzden elbette ki belediyemizin sosyal yardımlara ayırdığı pay bu dönemde arttı.”
Çelik, konuşmasının devamında bisiklet yollarının desteklenmesi gerektiğini vurgularken, bu konuda merkezi hükümetin sağladığı hibelerin durumunu sorguladı. Ayrıca kırmızı kart tartışmasına da yanıt verdi.
“Siz eleştiriyorsunuz ama bisiklet yolları konusu bu şehirde hepimizin şiddetle desteklemesi gereken bir konudur.
Ahmet Sivri çevrecilikten bahsetti. Otopark eksikliğinden ötürü bisiklet yollarını eleştirmeye çalıştı. Buradan sormak istiyorum: Bisiklet yollarıyla ilgili devletimizin hibeli kredisi var mı? Varsa biz bu krediden ne kadar yararlanabiliyoruz?
Zeynep Güneş Akgün, gerçekleşme oranı ve düzeyiyle ilgili bazı eksikliklerin ortaya konmadığını söylüyor. Ahmet Sivri ise maşallah, şirketlerle ilgili bilmediği hiçbir şey yok. Personel sayısına kadar çalışmış, dersine iyi çalıştığını gösteriyor. O zaman lütfen Devlet Başkanımızla bu konuda bir uzlaşı sağlayın. Grup olarak bir mutabakat varsa biz de ona uygun davranırız.
Kırmızı kart meselesine gelecek olursak. Kırmızı kartın patenti bizdedir. Teşekkür ederim, konuyu tekrar gündeme getirdiniz. Ama unutmayın, asıl kırmızı kartı size genel seçimde göstereceğiz. Net söylüyorum. Çünkü ülkedeki gelişmelerin ne anlama geldiği çok açık. Ben okudum, anladım. Eskişehir’i seven bir yurttaş olarak anladım.”
Çelik, belediyeye yönelik eleştirilerin çoğunun gerçek dışı olduğunu savunarak, eleştiren meclis üyelerinin açılışlara katılmadığını ve faaliyetleri yerinde görmediğini ifade etti.
“Faaliyetlerle ilgili insaflı olmak gerek. Faaliyetleri gidip yerinde gördünüz mü? Açılışlara katılıyor musunuz? Katılmıyorsunuz. Davet ediyoruz, lütfen buyurun gelin. Bu şehir hepimizin. Eleştirmek kolay, önemli olan hakkaniyetli davranmak.”
Tasarruf genelgesi, gelir-gider dengesi, faiz politikası, belediyelerin mali sıkıntıları ve şirketler üzerinden yapılan eleştirilerin de gerçeği yansıtmadığını dile getiren Çelik, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“İnsanlar kent lokantalarında yemek bulamıyor. Yeni lokanta açmak istiyoruz, ama tasarruf genelgesi nedeniyle kendimize ait binamız yoksa açamıyoruz. Siz bizim çalışmamızı engelleyip sonra çıkıp burada eleştiriyorsunuz. El insaf!
Yahu sizin hükümetiniz yatırımda öngörü yapabiliyor mu? Faizleri düşürürken neyi yükselttiniz? Hangi bütçeyle, hangi yönetim anlayışıyla bunu yapacaksınız? Belediyeleri sıkıştırıp sonra da ‘Neden üçüncü şahıslara devrettiniz?’ diye soruyorsunuz. Ne yapalım? Belediye Başkanlığı’nın masasına icra mı gelsin?
Bu devirlerde özel sektörle çalışmak kamucu bir yaklaşımdır. Verilen alanlar da özel sektöre değil, devlet kurumlarına devredilmiştir. Siz bunu anlayamayınca eleştiriyorsunuz.
Enflasyonla ilgili rakamları kimse doğru düzgün bilemiyor. Hem üretim hem tüketim açısından durum vahim.
Şirket taşeron yasasını kaldırın, sorun ortadan kalksın. Ama yok, aynı yasayı kendi yönettiğiniz belediyelerde de uyguluyorsunuz.
Faaliyet karşılaştırmaları ancak iki taraflı yapılırsa anlamlı olur.
Bu şehir güzel bir şehir ve hepimizin. Biz bu şehre kaynakları doğru kullanarak, sizlerin önceliklerine saygı duyarak belediyecilik anlayışımızla hizmet etmeye devam edeceğiz. Bundan sonra da hep birlikte, daha güzel, daha yaşanabilir bir Eskişehir için çalışacağız.”