Muharrem ayının Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan büyük anlam taşıdığını belirten Fahri Ünlü, hicretin bu ayda gerçekleştiğini ve Aşure gününün Muharrem’in 10. gününe denk geldiğini hatırlattı. Ünlü, “Hicret, Aşure ve Kerbela, mezhebi ya da meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanlar için ortak değerlerdir. Hicri 61 yılının 10 Muharrem gününde Kerbela’da Hz. Hüseyin ve çoğu Ehl-i Beyt’ten 70’den fazla insan şehit edilmiştir. Bu da Muharrem ayını bir matem ve hüzün mevsimine dönüştürmüştür” dedi.
“Kerbela’nın mesajı doğru okunmalı”
Tarihi olaylardan ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Ünlü, “Bugün Kerbela’nın acısını yüreklerinde hisseden Müslümanlara düşen görev, bu olayları doğru anlamak ve hayata rehber etmektir. Asıl hedef, tarihin acılarından yeni acılar üretmek değil; Kerbela’yı kalplerimizi birleştiren ortak bir vicdan haline getirmektir. Eğer bu mesajı hayata dönüştürmezsek, İslam coğrafyasında hüznün ve matemin en acılı hikâyeleri yaşanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“Ehl-i Beyt’e saygı Müslümanlığın ortak vasfıdır”
Müslümanların ortak değerleri etrafında kenetlenmesi gerektiğini söyleyen Fahri Ünlü, etnik, mezhebi ve meşrebi farklılıkların çatışma değil zenginlik olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Ünlü, “Ne adına olursa olsun, Ehl-i Beyt’e karşı nefret dili, suçlayıcı ve ötekileştirici yaklaşımlar Müslümanlar arasında tefrika oluşturmaktan başka bir işe yaramaz. Bugün İslam coğrafyasını Kerbela’ya çevirenler de bu ayrılıkları kullanarak fitne üretmektedir” dedi.
“Allah ibadetlerimizi kabul etsin”
Muharrem ayının aynı zamanda ibadet, sabır ve dayanışma ayı olduğuna dikkat çeken Fahri Ünlü, “Üst üste yaşadığımız acıların gölgesinde tuttuğumuz oruçların, yaptığımız ibadetlerin Yüce Allah katında kabul olmasını diliyorum. Geliniz, aynı imanı, acıyı ve özlemi taşıyan kalplerimizi birleştirelim. Kerbela’nın hüznü kalbimizde kalsın ama başka hüzünler yaşamayalım” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
