Açıklamasında 12 Eylül’ün Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirten Avci, “Yüce Türk Ulusuna, bugün, ülkemizin tarihine kara bir gün olarak kazınan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 45 yıl geçti. Ancak üzerinden geçen bunca zamana rağmen, bu darbenin açtığı yaralar hâlâ kapanmamış, demokrasiye ve toplumsal hafızamıza vurduğu darbeler hâlâ silinmemiştir. 12 Eylül yalnızca seçilmiş hükümetin değil, milletimizin özgür iradesinin gaspıdır. Bu darbe, Anayasa’yı fiilen askıya almış, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatmış, siyasi partileri yasaklamış, sendikaları dağıtmış, basını susturmuş, üniversiteleri baskı altına almıştır. Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’a ‘Bizim çocuklar yaptı’ diye duyurulan bu darbe, Batı emperyalizminin güdümünde gerçekleşmiş, ülkemizi solsuz ve soluksuz, laik Cumhuriyetimizi sahipsiz bırakan bir sürecin kapısını aralamıştır. 12 Eylül, siyasal İslam’ın önünü açarak Cumhuriyetimizin temellerini dinamitlemiştir” dedi.

Avci, darbenin bilançosuna dikkat çekerek 650 binden fazla yurttaşın gözaltına alındığını, 230 bin kişinin askeri mahkemelerde yargılandığını, 7 binden fazla idam cezası istendiğini, 48 kişinin idam edildiğini, cezaevlerinde 171’i işkencede olmak üzere 300’e yakın insanın yaşamını yitirdiğini, cuntanın 1 milyon 683 bin yurttaşı fişlediğini ve 30 binden fazla kişinin işten atıldığını hatırlattı. Bu rakamların Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı ve en karanlık dönemini gözler önüne serdiğini ifade etti.
Açıklamasında, darbe döneminde Atatürkçülük maskesi altında laik ve bilimsel eğitim sistemine darbe vurulduğunu dile getiren Avci, “Bu dönemde halkımız Atatürkçülük maskesi altında İslamofaşizm zehriyle uyuşturulmuş, laik bilimsel eğitim sistemine ve toplumcu sağlık düzenine darbe vurulmuş, Kemalist dış politikanın onurlu çizgisi yok edilmiştir. ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ sapkınlığıyla yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren, darbenin kanlı yüzünün simgesi olmuştur. Kenan Evren’in önünde iki büklüm duran şeriatçı siyaset esnafına yol verilmiş, 1982 Anayasası’na destek karşılığında Fetullah Gülen Cemaati başta olmak üzere tarikat ve cemaatlerin önü açılmış, devlet kadrolarına sızmalarına göz yumulmuştur. Bugün hâlâ yaşadığımız birçok yapısal sorun, 12 Eylül’ün açtığı bu yaralardan kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Faşizm, faşizmdir” diyen Avci, askeri ya da sivil her tür darbenin halk iradesine karşı olduğunu vurguladı. Avci, “Biz Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi olarak diyoruz ki: Faşizm, faşizmdir. Askeri ya da sivil her türü, kin ve nefret ekip kan ve acı biçen emperyalizmin diktatörlüğüdür. Halk iradesi dışında hiçbir gücün meşruiyet taşıması mümkün değildir. Darbelerle hesaplaşmak, ancak hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve örgütlü halk mücadelesi ile mümkündür. Bir kez daha vurguluyoruz: Çare, Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’dir. Atatürk’ün akıl ve bilim yolundan sapmadan, tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye için mücadelemizi en önde ve kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Açıklamanın sonunda 12 Eylül darbesinin mağdurlarını saygıyla andıklarını belirten Mehmet Avci, “12 Eylül darbesinin mağdurlarını, işkencede hayatını kaybedenleri, idam edilen gençlerimizi saygıyla anıyor; halkımıza söz veriyoruz: Bir daha asla! Ne 12 Eylüller, ne başka karanlıklar bu milletin üzerine çökemeyecektir. Parolamız tektir ve değişmez; Ya istiklal, ya ölüm… Yüce Türk Ulusuna saygılarımızla duyuruyoruz” ifadelerine yer verdi.