Konuyla ilgili açıklama yapan AV Pınar Cengiz;
" 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik ön gören yasa teklifi TBMM Tarım, Orman ve KöyişleriKomisyonu tarafından 23.07.2024 tarihinde “ tarihte kara bir leke” olarak kabul edilmiş ve 29.07.2024 tarihi itibari ile TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanmış, malesef ki kanunun ilk 5 maddesi kabul edilmiştir, diğer maddeler için oylama devam etmektedir.
Bu kanun değişikliği ile ; sokak hayvanları belediyeler ve il özel idareleri tarafından toplatılacaktır. Bu toplamanın sadece köpekleri kapsadığı sonradan verilen önerge ile değiştirilse de, tasarının tamamına bakıldığında kedilerin de bu kapsama alındığı görülmektedir. Her ne kadar kanun tasarısında tepki gören “ötenazi” kelimesi kaldırılmış olsa da atıf yapılan 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile sokak hayvanlarının öldürülmesi “alenen” kabul edilmiştir. 2021 yılında Kanun’da yapılan değişiklikle saldırgan olup olmadığına bakılmaksızın sırf ırkı nedeniyle sahiplenilmesi yasaklanan köpeklerden belediye bakımevlerinde yaşayanların da tamamı öldürülecektir. Ayrıca verilen görevleri yerine getirmeyen belediye yetkililerine de hapis cezası uygulanacağı belirtilmektedir. Özetle, hayvanları koruma kanunu “ hayvanları korumaktan uzak” öldürmeyi amaçlayan bir yasa haline getirilmiştir.
20 senedir yürürlükte olan yasayı uygulamayan, kısırlaştırma zorunluluğu olmasına rağmen bu görevini yerine getirmeyen, bakımevi dahi açmayan belediyelerin, bir hevesle sahiplendikleri hayvanları kısırlaştırmadan sokağa terk eden, üreten, satan ve satın alan vatandaşların, etkili ve caydırıcı nitelikte idari ve cezai yaptırımlar öngörmeyen, denetlemeyen Bakanlıkların sorumsuzluklarının bedeli; maalesef ki hayvanların canları ile ödetilmek istenmektedir.
Kaldı ki ülkemizdeki bakımevlerinin sayının ve kapasitelerinin azlığı, ölüm yuvası haline gelen içler acısı durumları dikkate alındığında sokak hayvanlarını toplamanın öldürmekle eşdeğer olduğu da açıktır.
Sokaklarda kimseye zararı olmadan bir kuru ekmekle kandırılan masum hayvanların toplanması çözüm değil, çözümsüzlüğün başlangıcı olacaktır. Şöyle ki, veterinerler ve alanında uzman bilim insanlarının görüşlerine göre köpekler toplandıktan sonra sosyalleşmemiş, aşısız ve rehabilite edilmemiş hayvanlar sokaklara inecek, onların da toplanması durumunda yaban hayvanları şehir merkezine gelecektir. Asıl kuduzun ve zoonoz hastalıklarının bulaş riski o zaman çok büyük problemler yaratacaktır. Hayvan popülasyonunun kontrol edilmesi için gerçek bilimsel yöntemlerle çalışmalar yapıldığında sokak hayvanı sayısı birkaç yıl içinde kontrol altına alınabilir!
Tek bilimsel çözümün kısırlaştırıp aşılatıp yerinde yaşatma olmasına rağmen bu popülasyon kontrol yönteminin gerektiği gibi uygulanmaması, bilimsel verilerden ve çözüm üretmekten uzak, üretimi yasaklamayan, gelişigüzel hazırlanmış , muğlak katliam temalı yasa düzenlemeleri adil olmadığı gibi hukuki, bilimsel ve vicdani bir çözüm de değildir.Her canlının yaşam hakkı kutsaldır!
Eskişehir Barosu olarak yaşatmayı seçiyoruz, ADALETİN HER CANLI İÇİN SAĞLANMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNUYORUZ.
Meclis Genel Kurul gündeminde halen görüşülmekte olan, sokakta yaşayan hayvanların hapsedilmesini ve öldürülmesini öngören ve yasalaşması durumunda Anayasanın 56. Maddesine ve uluslararası sözleşmelere aykırı olacak olan yasaya karşı her türlü hukuki mücadelenin yanında olduğumuzu, sonuç ne olursa olsun sokaktaki canların haklarını savunmaya devam edeceğimizi bildiririz."dedi.