29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sibel Erenoğlu, İslam tarihçisi Doç. Dr. Bahriye Üçok’un katledilişinin yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. Erenoğlu, “31 Ocak 1990’da Muammer Aksoy’un katliyle başlayan aydın cinayetleri; 4 Eylül 1990’da Turan Dursun’u, 7 Mart 1990’da Çetin Emeç’i ve 6 Ekim 1990’da Bahriye Üçok’u aramızdan aldı” dedi.
Erenoğlu, Maraş, Çorum, Sivas-Madımak, Suruç, Gar ve Merasim Sokak gibi olaylarda yüzlerce insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, “Ne yazık ki bu cinayetlerin failleri ve arkasındaki örgütler hâlâ tam olarak ortaya çıkarılamadı” ifadelerini kullandı.
Erenoğlu, açıklamasında laiklik ve demokrasi arasındaki kopmaz bağa vurgu yaptı. “Laiklik, demokrasinin temel taşlarından biridir. Laiklik güçlendikçe demokrasi gelişir; demokrasi tahrip edildiği ölçüde ise gericilik güçlenir” dedi.
Kurtuluş Savaşı Meclisi’nin 2 Şubat 1921’de çıkardığı Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu hatırlatan Erenoğlu, “Dini ve mukaddesatı siyasî gayelere alet edenler hâin-i vatan sayılmıştır. Ancak bu kanun 1991’de kaldırıldı. Laikliğe karşı işlenen suçların yeterince korunamaması günümüz için de bir uyarıdır” diye konuştu.
Kadın Hakları ve Aydınlanma Mücadelesi
Sibel Erenoğlu, günümüzde kadın haklarının geri çekilmesi ve tarikatların toplumsal yaşama hâkim olmasıyla ilgili endişelerini paylaştı. “Sevgili Bahriye Üçok, siz hep ‘Benim yaşamım mücadeledir.’ dediniz. Bugün kazanımlarımız tırpanlanmak isteniyor, ama yılgın değiliz. Laikliğin ve insan haklarının savunucusu olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Erenoğlu sözlerini, “Anınızın önünde saygıyla eğiliyor, savunduğunuz değerlerin yol göstericiliğine inanıyoruz. Ekilen her tohum mutlaka güneşe doğru boy verecek” diyerek tamamladı.